| Kalplerimizin ve zamanın ışık hızına yaklaştıkça yavaşladığı ve maddenin enerjiye dönüştüğü bilimsel bir gerçektir. | Open Subtitles | إنها حقيقة علمية أن القلوب والساعات تبطئ عندما يقتربون من سرعة الضوء |
| Küçük kızların beyaz gelinlikli büyük düğünler hayal ettikleri bir gerçektir. | Open Subtitles | إنها حقيقة ، أن البنات الصغيرات يحلمن بزفاف أبيض كبير |
| Düğünde bekâr kızlardan birini sağdıcın götürdüğü bilinen bir gerçektir. | Open Subtitles | إنها حقيقة معروفة أن الإشبين يحظى بفرصة مواعدة العازبات في الزفاف. |
| Istakozların aşık oldukları ve eşleriyle ömür boyu beraber oldukları bilinen bir gerçektir. | Open Subtitles | انها حقيقة معروفة أن سرطانات البحر تقع في الحب و تتزوج |
| Tüm bebeklerin yaşlı Musevi erkek gibi baktığı bilinen bir gerçektir. | Open Subtitles | أتعلمون، انها حقيقة معروفة جميع الأطفال يبدون مثل رجل يهودي كبير في السن |
| Bayanlar ve baylar ters evrim bir teori değil, kanıtlanmış bir gerçektir. | Open Subtitles | سيداتى و سادتى إن الإنحدار ليس نظرية بل هو حقيقة مؤكدة |
| Dinliyor olabilecek hiçbir küçük çocuğu korkutmak istemem ancak Gotham Şehri'nin birbirine yapışmış bir grup narin levha üzerine kurulu olduğu az bilinen bir gerçektir. | Open Subtitles | ولكن هو حقيقة معروفة قليلا أن مدينة جوثام هو مبني على مجموعة من لوحات واهية عالقة معا. |
| Bu bir fikir değildir dört dörtlük bir gerçektir. | Open Subtitles | إنها ليست وجهة نظر إنها حقيقة واقعية |
| Bu iyi bilinen bir gerçektir, McGee. Kadınlar birbirlerine her şeyi anlatır. | Open Subtitles | (إنها حقيقة معروفة يا سيد (ماغي أن النساء تخبر بعضهن بكل شيء |
| - Su götürmez bir gerçektir. | Open Subtitles | إنها حقيقة معروفة ولا تقبل الجدل |
| Beyin yiyen bir zombinin dafa fazla beyin istediği herkes tarafından bilinen bir gerçektir. | Open Subtitles | ... إنها حقيقة معروفة عالمياً بأن الزومبي الذي يمتلك أدمغة لا بد أن يحتاج الى المزيد من الأدمغة |
| Evet, az bilinen bir gerçektir. | Open Subtitles | نعم, إنها حقيقة بالكاد معروفة |
| "Hüzün verici bir gerçektir ki... | Open Subtitles | إنها حقيقة كئيبة إلى حد |
| Dengesiz kadınların yatakta yaban kedisi gibi oldukları bilinen bir gerçektir. | Open Subtitles | انها حقيقة معروفة أن المرأة الغير مستقرة عقلياً يكونوا كالقطط البرية بين الأغطية |
| Aslında bu bilinen bir gerçektir. | Open Subtitles | حسنا، تعرف، هو حقيقة مفهومة |
| Evrim de ispat edilmiş bir gerçektir. | Open Subtitles | والتطور أيضاً هو حقيقة مثبتة. |