Beni takımdan çıkardın, Koç. Bunu bir hiç için yaptın. | Open Subtitles | لقد عاقبتني أيها المدرب وفعلت ذلك من أجل لا شيء |
Size bunca yolu bir hiç için getirtmem gayri medeni olurdu. | Open Subtitles | سيكون هذا قسوة مني أن أجعلك تقوم بهذه الرحلة الطويلة من أجل لا شيء |
Bunca yolu bir hiç için gitmenize göz yummamız gayri medeni olurdu. | Open Subtitles | سيكون من القسوة منجانبنا أن ندعك تقوم بمثل هذه الرحلة الطويلة من أجل لا شيء |
Senin damarlarında bir katilin kanı akarken zamanını bir hiç için harcıyor olman delilik. | Open Subtitles | الجنون هو اهدار حياتك لأجل لا شيء و الدماء تتدفق فى وريدك |
- Hayır. Senin damarlarında bir katilin kanı akarken zamanını bir hiç için harcıyor olman delilik. | Open Subtitles | الجنون هو اهدار حياتك لأجل لا شيء و الدماء تتدفق فى وريدك |
Bu yüzden, bir hiç için tutuklandı. | Open Subtitles | لقد اعتقلت دون جرم هذا هو السبب |
Ailene harcadıkları bütün paranın bir hiç için olduğunu söyle. | Open Subtitles | تقولين لوالديكِ أن كل ما أنفقاه... كان هباءاً |
İstediğim adamlarınızın hayatlarını bir hiç için tehlikeye atmaları falan değil. | Open Subtitles | لم أكن لأطلب من رجالك يخاطروا بانفسم مقابل لاشيء |
Ama öyle olmayacağını biliyorsunuz. Onu bir hiç için feda ediyor olabilirsiniz. | Open Subtitles | ولكن أنت تعرف أنه لن يحدث وستكون التضحية به من أجل لا شيء |
Bu kadar yolu bir hiç için geldik. | Open Subtitles | لقد أتينا كل هذه المسافة إلى هنا من أجل لا شيء |
bir hiç için öldüklerini öğrenen birine göre pek bir neşelisin. | Open Subtitles | حسناً، أنت تبدو متفائل بالنسبة لشخص علم لتوه أنه مات من أجل لا شيء |
Birkaç saat içerisinde Vanadyum Kuzey Kore'de olacak ve bütün yaptığın bir hiç için olacak. | Open Subtitles | في غضون بضعة ساعات سيكون الفيناديوم في كوريا الشمالية وكل ما فعلتيه سيكون من أجل لا شيء |
Yani, hayatını bir hiç için riske atıyor olabilirsin. | Open Subtitles | مما يعني أنكِ قد تخاطرين بحياتكِ من أجل لا شيء |
Adamlarımı bir hiç için kaybedeceğim. | Open Subtitles | يمكن أن أفقد كل رجالي من أجل لا شيء |
Bütün enerjini harcıyorsun. bir hiç için olması üzücü. Ne diyorsun sen? | Open Subtitles | لقد تكلفتِ حقًا على هذا، من المؤسف أنه لأجل لا شيء. |
Sahip olduğum her şeyi, bir hiç için riske attım. | Open Subtitles | لقد خاطرت بكل مالديّ ياعزيزتي لأجل لا شيء |
Chungking'e bir hiç için geldim gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو مثل أنّي جئتُ إلى "تشونغ كينغ" لأجل لا شيء. |
O'nu bir hiç için öldürdün. | Open Subtitles | لقد قتلتها لأجل لا شيء |
Bu yüzden, bir hiç için tutuklandı. | Open Subtitles | لقد اعتقلت دون جرم هذا هو السبب |
Steve bir hiç için mi öldü? | Open Subtitles | مات ستيف هباءاً |