Senin gibi birisinin öğrencilerimizle... uygun bir iletişim kurabileceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | أنا أقصد انه شخص مثلك لن يستطيع التواصل مع طلابنا |
Yani küçük bir iletişim kopukluğu yaşıyoruz. | TED | يبدو اننا فقدنا القدرة على التواصل حينها |
Bu tuhaf bir iletişim cihazı. Yani, şu zavallı kadınla konuşamıyorum. | Open Subtitles | هذا حهاز اتصال غرب لا يمكنني التحدث إلى هذه المرأة المسكينة |
Geçmişte kullandığı tüm yerlerde alengirli bir iletişim şekli kullanmış bunun dışında. | Open Subtitles | كل وحدة استخدمها فى الماضى اتبع نظام اتصال صعب التتبع فى ماعدا |
Gergin bir konuşma harika bir iletişim şekli olabilir. | Open Subtitles | و المحادثة المتوترة يمكن ان تكون أفضل طريقة للتواصل |
Bu yüzden bir iletişim yolu bulmaya çalışacağız. Ta ki konuşmanızı geri kazanmanıza dek. | Open Subtitles | لذا سنحاول البحث عن طريقة للتواصل قبل أن تستعيد المقدرة على الكلام |
Yani, bu meteoroloji balonundan bir parça ya da deneysel bir iletişim uydusunun parçası olabilir. | Open Subtitles | اعنى, انها ممكن أن تكون قطعة من منطاد الاحوال الجوية, او ربما انها جزء من قمر اتصالات صناعى تجريبى. |
bir iletişim dizisi hâline gelmiştir, kullanıcı tarafından yaratılan içerik ve sosyal ağların baskın olgu hâline geldiği devirdir. | TED | أصبح مجموعة من الأحاديث، العصر الذي ينشئ فيه المُستخدمون المحتوى وشبكات التواصل الاجتماعي أصبح ظاهرة مهيمنة. |
Avrupa'daki meslektaşlarınla bile iletişime geçeceğin zaman, insanlar birbirlerinden uzaktayken ne tür bir iletişim yolu izleyebilirler, bunu düşünüyorsun. | TED | حتى عندما تتواصل مع زملاء في أوروبا، تفكّر تلقائياً في: ماذا يستلزم لتنسيق التواصل مع أشخاص بعيدين؟ |
Ekipler de açık ve şeffaf bir iletişim halinde olmalıdır. | TED | يحتاج الفريق إلى التواصل بشكل صريح وشفاف كذلك. |
Samimi bir iletişim için alıştırma, çaba, kendini tutma ve kendini bilme gereklidir. | TED | يتطلب التواصل الحقيقي جهدًا وممارسة وضبط النفس والوعي بالذات. |
Aslında biz baskın sırasında sovyetlerin eski bir iletişim cihazını bulduk. | Open Subtitles | في الواقع لقد اكتشفنا جهاز اتصال ينتمي للإتحاد السوفياتي في الغارة |
Örneğin, eğer robotlar bizim söylevsel olmayan davranışlarımıza tepki verebilselerdi, bu çok ilginç bir iletişim teknolojisi olabilirdi. | TED | على سبيل المثال، إذا استجابت الروبوتات لاشاراتنا غير اللفظية ربما يكونو رائعين , وسيلة اتصال جديدة |
Penn State Üniversitesi benden, bir iletişim öğretmeninden, mühendislik öğrencilerine iletişim dersleri vermemi istedi. | TED | طلبت مني جامعة ولاية بن، كمحاضرة اتصال، أن أدرّس فصول اتصال لطلاب الهندسة. |
Dünyadan elektronik bir iletişim. Tüm zamanlara ait. | Open Subtitles | اتلقى اتصال الكتروني من الارض من كل الازمنه |
Yok yok, bu hayaleti defetmek için telâş etmeyeceğim çünkü içimdeki yeni heyecan bana yeni bir iletişim yöntemi gösterdi: | Open Subtitles | لن أطرح هذا الشبح بحمّى لأنّ الروح الجديدة بداخلي أرتني أنّ لديّ سبيلاً جديدةً للتواصل |
Kendine has bir iletişim şekli olduğunu sen söylemiştin. | Open Subtitles | انت قلت بنفسك بأن لديه طريقته الخاصة للتواصل |
Bir dahaki görüşmede böyle görünmemek için başka bir iletişim yolu bulmalıyız. | Open Subtitles | اوه , يجب أن نجد طريقة أخرى للتواصل غير الانهيار أمام بعضنا البعض |
Bir dahaki görüşmede böyle görünmemek için başka bir iletişim yolu bulmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نجد طريقة أخرى للتواصل غير الانهيار أمام بعضنا البعض |
Yani, bu meteoroloji balonundan bir parça ya da deneysel bir iletişim uydusunun parçası olabilir. | Open Subtitles | اعنى, انها ممكن أن تكون قطعة من منطاد الاحوال الجوية, او ربما انها جزء من قمر اتصالات صناعى تجريبى. |