Harika bir kadınla güzel bir ilişkin var ve arkasını döndüğü an hovardalığa başlıyorsun. | Open Subtitles | أرجوك. إنك في علاقة مع امرأة رائعة, وفي اللحظة التي تدير وجهها, تبدأ بالتسكع. |
Şu an karakoldan kimseyle bir ilişkin var mı? | Open Subtitles | هل أنتِ حاليـًا أو كنتِ من قبل في علاقة مع أيّ شخص في هذا المركز؟ |
Ama senin ailenle bir ilişkin var. | Open Subtitles | لكن انتِ , تعلمين .. لديكِ علاقة مع أبويكِ |
Sen onun bebek bakıcısısın. Onunla zaten bir ilişkin var. | Open Subtitles | أنتِ تجالسين أطفالها لذا لديكِ علاقة بها |
Senin küçük oyuncağın olmayacağım, çünkü nişanlınla bozuk bir ilişkin var. | Open Subtitles | علاقة مختلة مع خطيبك ماذا؟ كل هذه الدروس التي تذهبين اليها |
Eğer kırmızı bir bardak taşırsan, bu bir ilişkin var demektir, sarı bardak beğenme aşamasında, yeşil bardak da ilişkiye açık olduğunu belirtir. | Open Subtitles | يحمل المرء كوباًً أحمر ليقول إنه في علاقة كوباًً اصفر ليقول إنه صعب الارضاء والكوب الاخضر ليقول إنه ليس في علاقه |
Bak Howard, senin bir ilişkin var. Taviz vermek gerektiğini bilirsin. | Open Subtitles | إنظر "هاورد" أنت في علاقة أنت تعرف أنه عليك القيام بتنازلات |
Peki bu resmi değil ama... şu anda bir ilişkin var mı? | Open Subtitles | هل أنت في علاقة الآن؟ هل أنتِ مجنونة؟ |
Benim bir ilişkim var. Senin bir ilişkin var. | Open Subtitles | أنا في علاقة و أنت في علاقة |
Ciddi bir ilişkin var mı? | Open Subtitles | هل أنت في علاقة جدية؟ |
Senin bir ilişkin var mı? | Open Subtitles | هل أنت في علاقة ؟ |
Yalnız Çocukla bir ilişkin var! | Open Subtitles | لديكِ علاقة غرامية مع الفتى الوحيد |
Kral ile bir ilişkin var mı? | Open Subtitles | هل لديكِ علاقة مع الملك؟ |
Bak, Damien'la bir ilişkin var. | Open Subtitles | اسمعي، أنتِ لديكِ علاقة مع (داميان). |
Senin küçük oyuncağın olmayacağım, çünkü nişanlınla bozuk bir ilişkin var. | Open Subtitles | لن أكون لعبتك لأنك تعانين من علاقة مختلة مع خطيبك |