Sırf eğlencesine sokakta her gün şarkı söyleyen bir kızla tanıştım. | Open Subtitles | لقد قابلت فتاة تغنى فى الشارع كل يوم من اجل المرح |
Orada Hawaii'den gelen bir kızla tanıştım. | Open Subtitles | عندما وصلت هناك قابلت فتاة عائدة من هاواي |
Ah, size söylemem lazım. Hamburgercide bir kızla tanıştım. Bil bakalım ne oldu? | Open Subtitles | كان يجب علي إخباركم فقد قابلت فتاة في مطعم البرجر خمنوا إنها تحب المصارعة |
Sınıfından bir kızla tanıştım, bizi masalarına davet etti. | Open Subtitles | لقد التقيت بفتاة من صفكم ولقد قالت علينا أن نجلس على طولاتهم |
Ailesiyle rüyasında üç dilde konuşabilen üç yaşında bir kızla tanıştım. | Open Subtitles | لقد قابلت فتاه عُمرها ثلاث سنوات كانت تتحدث لوالديها فى أحلامهما بثلاث لغات |
Ve bir gece, o partilerden birinde bir kızla tanıştım. | Open Subtitles | ولذات ليلة، التقيت فتاة في واحدة من تلك الحفلات. |
Sara Conroy adında bir kızla tanıştım, ve başı dertteydi. | Open Subtitles | إلتقيت بفتاة أسمها ساره كونروي وكانت بورطة |
Orada bir kızla tanıştım ve kusursuz biri olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | قابلت تلك الفتاة وظننت أنها جداً متكامله كنت مغرماً بها |
Güzel bir kızla tanıştım. Benimle evlenmesini isteyeceğim. | Open Subtitles | لقد قابلت فتاة لطيفة, و سأطلب منها الزواج |
Bu organizasyonların birinde uçuk bir kızla tanıştım. | Open Subtitles | قابلت فتاة في واحدة من هذه المنظمات و التي كانت كالمجنونة |
Dinle. seni aradım, çünkü dün gece bir kızla tanıştım | Open Subtitles | اسمعي .. انا اتصل لان ليلة البارحة قابلت فتاة |
Çünkü tatlı bir kızla tanıştım diye onu hakkettim demek değildir bu. | Open Subtitles | لأنني قابلت فتاة جميلة لايعني أنني أستحق التواجد معها بعد |
Ensende çizik var - - Evet bir kızla tanıştım. | Open Subtitles | لديك جرح على رقبتك نعم لقد قابلت فتاة في الملهى-- |
bir kızla tanıştım. Birbirimize aşığız. Bu çok güzel. | Open Subtitles | لقد قابلت فتاة ونحن واقعون في الحب لذا , هذا جيد جداً |
bir kızla tanıştım ve sonra ilk hatırladığım beni yatağa bağlayıp acayip şeyler yaptığı. | Open Subtitles | وثم التقيت بفتاة وبعد بعض الوقت وكنت مربوط الى السرير و اللتواء بعض الاشياء ليس من المفروض أن تلتوي |
Başka bir kızla tanıştım baba. Bu sefer gerçekten doğru kız olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | التقيت بفتاة جديدة يا أبي وأعتقد أنّها المنشودة |
Hayır ama Dâhiler Kulübü'nde bir kızla tanıştım. | Open Subtitles | كلاّ، قدّ قابلت فتاه بناديي العبقريّ. |
Sonunda tıpkı annem gibi bir kızla tanıştım. | Open Subtitles | أخير قابلت فتاه تشبه والدتى |
Küçük bir kızla tanıştım. | Open Subtitles | التقيت فتاة صغيرة. |
Sonuç olarak gittim ve bir kızla tanıştım. | Open Subtitles | قصدي هو،انني ذهبت إلى مركز التسوق إلتقيت بفتاة |
Ayrıca bir kızla tanıştım. Galiba evleneceğim kız. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أننى قابلت تلك الفتاة وأقسم أنها هى يا سيدار |
Evet, başladım. Hey, dün gece harika bir kızla tanıştım. | Open Subtitles | نعم ، لقد قابلت هذه الفتاة الليلة الماضية |
Geçen ay bir barda bir kızla tanıştım. | Open Subtitles | قابلتُ فتاة في حانة الشهر الماضي |
19 yaşındayken, harekete dâhil olmayan ve ırkçılıktan eser taşımayan bir kızla tanıştım, ona aşık oldum. | TED | في سن التاسعة عشر، قابلت فتاةً لم تكن في تلك الحركة، لم يكن لديها عظمة عنصرية في جسدها، ووقعت في حبها. |