| Hukuk kurallarının hâlâ var olduğu küçük bir kasabaya taşınmanı tavsiye ederim. | Open Subtitles | عليك أن تذهبي إلى بلدة صغيرة، حيث نظام القانون لا يزال قائماً |
| Hukuk kurallarının hâlâ var olduğu küçük bir kasabaya taşınmanı tavsiye ederim. | Open Subtitles | عليك أن تذهبي إلى بلدة صغيرة، حيث نظام القانون لا يزال قائماً |
| Çok geçmeden annem birçok Somalili'nin Minnesota'daki küçük bir kasabaya sığındığını öğrendi. | TED | سرعان ما علمت أمي أن العديد من الصوماليين وجدوا ملجأ في بلدة صغيرة في ولاية مينيسوتا. |
| Bir terörist yaşamak için böyle bir kasabaya gelir de sanki! | Open Subtitles | و كأن الإرهابين سيأتون للعيش في بلدة صغيرة كهذه |
| Daha sonra ise de epey yaşlı bir Rus uçağı ile medeniyetin son noktası olan Khatanga adlı bir kasabaya uçtuk. | TED | ومن ثم، قمنا باستئجار طائرة روسية قديمة جداً لتطير بنا إلى مدينة تدعى كاتنقا، والتي تعتبر نوعاً ما آخر نقطة للحضارة. |
| Yeni evlendim küçük bir kasabaya taşındım, antika mağazası açtım. | Open Subtitles | ... تزوجت للتو ،وانتقلت إلى بلدةٍ صغيره وافتتحت محلي الخاص |
| Kimseyi tanımadığın bir kasabaya gelmek zor olmalı. | Open Subtitles | لابد أنه أمرً صعب، القدوم لمدينة جديدة لاتعرفُ أحد بها ؟ |
| Ee, senin gibi güzel bir kızı, Ashburn gibi küçük bir kasabaya getiren şey nedir? | Open Subtitles | ما الذى اتى بفتاه جميله مثلك الى مدينه صغيره مثل هذه؟ ؟ |
| Bundan sonra güzel sessiz bir kasabaya mı gideceksin? | Open Subtitles | فعندما ينتهي هذا، ستعثري على بلدة جديدة هادئة لتعيشي بها أجل. |
| Çevrimiçi bir harita açıp Brezilya'da bir favelaya bakarsanız veya Güney Afrika'da bir kasabaya, sadece birkaç sokak ama bir sürü boş alan görürsünüz. | TED | فإذا طالعت خريطة إلكترونية ونظرت إلى الأحياء العشوائية في البرازيل أو إلى بلدة في جنوب أفريقيا، سترى عددًأ قليلاً من الشوارع والكثير من المساحات الفارغة. |
| "Kirli İşler" ekibi ve ben Colorado'da küçük bir kasabaya çağırılmıştık. | TED | طاقم الوظائف القذرة و أنا استدعينا إلى بلدة صغيرة في كولورادو، تدعى كريغ. |
| Yaptığı şey başka bir kasabaya gitmek ucuz bir otel bulup içkiyle ve başka adamlarla birlikte olmak... | Open Subtitles | وإنما تذهب إلى بلدة أخرى، تقيم في فندق رخيص مع قنينتيّ خمر، وتصحب الرجال |
| Başka bir kasabaya varana dek çok zaman geçer. Biraz malzeme almamız iyi olur... | Open Subtitles | سوف تكون هناك فترة قصيرة قبل أن نصل إلى بلدة أخرى |
| Benden Kanada sınırında olan çok uzak bir kasabaya gidip orada Blanca Champion'ın insanlara kahve getirip götürme numarası yapacağını mı söylüyorsun? | Open Subtitles | تريدني أن اذهب إلى بلدة تحكم في ولاية حمراء حدودها كندا مع بلانكا تشامبيون تتظاهر |
| Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra ailem Romanya'daki küçük bir kasabaya yerleşti. | Open Subtitles | بعد الحرب العظيمة، استقرت عائلتي في بلدة صغيرة في رومانيا. |
| Sonunda Kuzey California'daki küçük bir kasabaya yerleştiler. | Open Subtitles | وأخيراً بعد الإستقرار في بلدة صغيرة بشمال كاليفورنيا، |
| Savaş başlayalı beri İtalya'daki ufak bir kasabaya ulaşmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | بعد الحرب ، حاولت العودة "إلى مدينة صغيرة في "إيطاليا |
| Sonundaysa beni öyle büyük bir zan altında bıraktı ki masam hayalet bir kasabaya döndü. | Open Subtitles | في النهاية، حصلت على سحابة كثيفة بالذنب على رأسي لقد حول مكتبي إلى مدينة الأشباح |
| Yeni evlendim, küçük bir kasabaya taşındım, bir antika mağazası açtım sizler gibiydim. | Open Subtitles | تزوجت مؤخراً و إنتقلت إلى بلدةٍ صغيره و إفتتحت متجراً للأثريات |
| Yeni evlendim, küçük bir kasabaya taşındım, bir antika mağazası açtım sizler gibiydim. | Open Subtitles | ... تزوجت مؤخراً و إنتقلت إلى بلدةٍ صغيره و إفتتحت متجراً للأثريات |
| Her bölümde kardeşler, yeni bir kasabaya gidiyordu. | Open Subtitles | كل أسبوع كان الأخوان يقودان لمدينة جديدة |
| Küçük bir kasabaya gitsek arabaya barlardan birinin önüne çeksek. | Open Subtitles | لو اننا , ذهبنا الى مدينه صغيره وذهبنا الى ملهى صغير بهذه السياره ؟ |
| Bugün saat 18:00'da baskın yapacağımız ekip Bayda'nın yakınlarında bir kasabaya silah karşılığında eroin getirecek. | Open Subtitles | في الساعة 6 اليوم، المجموعة التي نطاردها سوف تسلم الهيروين إلى بلدة في ريف "البيداء" ومقايضتها بالأسلحة. |