Hayır. Bu sadece sektörün genel durumuyla ilgili bir konuşmaydı. | Open Subtitles | لا ، لقد كان مُجرد خطاب عام عن حالة الصناعة |
Sadece insanların bu konuda ne kadar ciddi olduğumuzu anlamaları için yapılmış, sert bir konuşmaydı. | Open Subtitles | ذلك كان مجرد خطاب صارم ليعرف الناس بإننا جادون |
Ve asıl keyfin beklenmedik olanda gizli olduğunu. Kısa ve tatlı bir konuşmaydı. | Open Subtitles | وأن البهجة الحقيقة تكمن فيما لا نتوقعه كان خطاباً قصيراً ومعبراً |
dedi. Biraz şaşırmıştım, ancak o akşam hakkında konuştuğumuz şeyler, aydınlatıcı bir konuşmaydı, | TED | لقد فوجئت بعض الشيء ، ولكن في ذلك المساء هذا ما تحدثنا عنه وقد كانت محادثة شيقة |
Talihsiz bir konuşmaydı. | Open Subtitles | حسناً، لقد كانت هذه محادثة مؤسفة |
- Mükemmel bir konuşmaydı. - Teşekkür ederim. | Open Subtitles | فعلا, لقد كانت خطبة ممتازة شكرا لهذه الكلمات العطوفة |
Pekâlâ, güzel bir konuşmaydı. | Open Subtitles | حسنٌ، سعدت بمحادثتك |
O, sadece insanların bu konuda ne kadar ciddi olduğumuzu anlamaları için yapılmış, sert bir konuşmaydı. | Open Subtitles | ذلك كان مجرد خطاب حازم ليعرف الناس بإننا جادون |
Bunu yaptığıma inanamıyorum ama oldukça heyecan verici bir konuşmaydı. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أصدق وأنا أفعل هذا، لكن ذلك كان خطاب مثير جدا. |
Pardon, tatlım. Yine de güzel bir konuşmaydı. | Open Subtitles | آسف يا عزيزتي, ولكنه كان خطاب جيد |
İyi bir konuşmaydı, dostum. | Open Subtitles | إنها تقدم خطاب جيد، أيها الغلام. |
Güzel bir konuşmaydı. | Open Subtitles | ذلك كان خطاباً جيداً الذي قمت به |
Güzel bir konuşmaydı Kuru. | Open Subtitles | قبل أن تفعل بي ما فعلته المرة... كان خطاباً جيداً سبين. |
İyi bir konuşmaydı. | Open Subtitles | . لقد كان خطاباً جيداً |
Sabahın üçü için bu çok yoğun bir konuşmaydı. | Open Subtitles | هذه كانت محادثة مكثفة من أجل الساعة الثالثة في الصباح أعتذر ، مشروب طاقة ؟ |
Büyüleyici bir konuşmaydı. Yetenek gibi bir şeyden söz ettin. | Open Subtitles | ،تلك كانت محادثة ساحرة .فقد ذكرتَ شيئًا عن موهبة |
Sadece farazi bir konuşmaydı o kadar. | Open Subtitles | حسناً ، على مهلِكُما لقد كانت محادثة إفتراضيّة . هذا كُل ما في الأمر |
Sağol. Yapmak istemediğim bir konuşmaydı. | Open Subtitles | شكراً، هذه محادثة لا أودُّ خوضها |
Gerçekten güzel bir konuşmaydı beni bile etkilemişti ta ki Frankie konuşmayı kesene kadar. | Open Subtitles | كانت خطبة رائعة لدرجة أني كدت أقتنع بها إلى أن قاطعني فرانكي. |
Teşekkür ederim Natalie, güzel bir konuşmaydı. | Open Subtitles | شكرًا يا (ناتلي)، سررت بمحادثتك. |
CA: Regina, bu halk tabiriyle insanın ağzını açık bırakan bir konuşmaydı. | TED | ريجينا، لقد كان كل ذلك فاغراً للأفواه، كما يقال. |
Güzel bir konuşmaydı. Kim yazdı? | Open Subtitles | هذه خطبة جيدة من قام بكتابتها؟ |
- Salakça bir konuşmaydı. | Open Subtitles | كان هذا كلام غبـي |
İyi bir konuşmaydı. | Open Subtitles | كان ذلك نخباً رائعاً. |