ve kalkıyorum, yataktan kalkmak için çok iyi bir nedenim oluyor, taki, hatırlayana kadar. | Open Subtitles | وأقوم من النوم ويكون لدي سبب قوي لقيامي من السرير حتي ,بالطبع اتذكر |
Öyle hemen çabucak yasaklamaya gitmem. Yapacaksam da, iyi bir nedenim olmalı. | Open Subtitles | لا أصدر أحكام بسرعة وعندما أفعل يكون لدي سبب قوي. |
Sevgi ve sadakatinden şüphe duymaya hiç bir nedenim ve gerekçem olmayan kişisin. | Open Subtitles | المحبوب والوفي ليس لدي أي سبب أو شك بذلك |
Yaşlı olabilirim ama, burada mezara girmek gibi bir nedenim yok. | Open Subtitles | ،ربما إنني عجوز لكن لا أرى أي سبب اسمح له كي يؤدي بي لقبري |
Birkaç senedir gitmedim, ama şimdi gitmek için bir nedenim var. | Open Subtitles | لم أذهب منذ بضعة سنين، ولكن الآن لديّ سبب يجعلني أذهب |
...emirlerine uymamak için iyi bir nedenim olduğunu bilmesini istiyorum. | Open Subtitles | فأنا أريدهم أن يعرفوا أنّي لديّ سبب وجيه لعدم إطاعتهم |
Haklılığımı kanıtlayacak geçerli bir nedenim yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لدي سبباً موضوعياً يثبت صحة نظريتي |
O kadının söylediği bir şeye inanmak için bir nedenim yok. | Open Subtitles | أنا ما كان عندي سبب لإعتقاد أيّ شئ تلك الإمرأة قالت. |
Çok kadınlar sik evlat. Sana yalan söylemek için bir nedenim yok. | Open Subtitles | عاشر الكثير من النساء، لا سبب لدي لأكذب عليك |
Bayım, buraya gelerek hayatımı tehlikeye attığımın farkındayım; ancak yalan söylemek için bir nedenim yok. | Open Subtitles | أعرف أني أخاطر بحياتي بالمجيء هنا لكن لا سبب يدعوني للكذب |
Benim çok iyi bir nedenim var. Son kez deprem olduğunda ölmüştüm! | Open Subtitles | لدي سبب وجيه للقلق، المرة الأخيرة التي وقع فيها زلزال توفيت |
Eski halime dönsem bile, artık yaşamak için bir nedenim yok. | Open Subtitles | حتى لو عدت لحالتي الطبيعية , ليس لدي سبب لأعيش |
Sinirli olmak için bir nedenim yok. Sınırlandırılmış değilim, yazgımdan dolayı hayal kırıklığı duymak için de çok gencim! | Open Subtitles | ليس لدي سبب لأقلق ,أنا لست مقيدة و أنا يافعة لأكون محبطة من نصيبي |
İnan geçerli bir nedenim vardı. | Open Subtitles | أعدك أنه كان لدي سبب وجيه للغياب عن المدرسة |
bir nedenim var mı bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعلم إذا كان يوجد أي سبب وجيه |
Kayıp olduğunu düşünecek bir nedenim yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لدي أي سبب للأعتقاد أنه مفقود |
Sana güvenmek için bir nedenim yok. | Open Subtitles | الآن ليس لدي أي سبب كي أثق بكِ |
-Çünkü yürümüyor. -Bu seferki için bir nedenim var. -Güven bana | Open Subtitles | لأنها الحقيقة، بأية حال لديّ سبب وجيه لقول ذلك، صدقيني |
- Eminim iyi bir nedenim vardır. | Open Subtitles | حسناً ، أنا متأكد أنه كان لديّ سبب وجيه أتمنى ذلك حقاً |
Ama çocukları ondan koparmak için yeterince iyi bir nedenim yok. | Open Subtitles | ليس لديّ سبب وجيه لأخذ الأولاد بعيداً عنه |
Sana yalan söylemek için bir nedenim yok dostum. | Open Subtitles | ليس لدي سبباً للكذب عليك , يا رجل |
...sabah uyanmak için bir nedenim olacağını bilmek. | Open Subtitles | العارف بأنّني كان عندي سبب للإستيقاظ في الصباح. |
ama seni de öldürmek için bir nedenim yok. | Open Subtitles | لكن لا سبب لدي لقتلك |
- Artık onu korumak için bir nedenim yok. | Open Subtitles | ما من سبب يدعوني لحمايتها بعد الآن |