Ağırlığım öyle bir noktaya geldi ki böyle kilo almaya devam edersem 20'li yaşlarımı göremeyebilirim. | Open Subtitles | وصلت الى نقطة حيث وزني لو استمريت في زيادة الوزن هكذا سأموت تقريبا بحلول عمر20 |
Öyle bir noktaya geldi ki hatunuma dedim ki, | Open Subtitles | وصلت الى نقطة حيث قلت سيدتي، انا قلت، |
Ağustos ayında durum öyle bir noktaya geldi ki kimse oraya gitmek istemiyordu ve bunun üzerine Janet arkadaşı Charlotte'u aradı. | Open Subtitles | بحلول شهر أغسطس، وصلت الى نقطة حيث كان كل شيء حتى محرجا... ... أن لا أحد يريد أن يعود. وهذا هو عندما دعا جانيت صديقتها شارلوت. |
Artık öyle bir noktaya geldi ki ondan haber almayı beklemiyorum bile. | Open Subtitles | لقد وصلت إلى مرحلة لم أعد بعدها أتخيل بأنني سأتواصل معها بأي شكل |
"Aharonov-Bohm kuantum parazit etkisi" testim oldukça ilginç bir noktaya geldi. | Open Subtitles | "في الحقيقة تجاربي المتعلقة بتأثير "آرانوف بوم * آرانوف بوم: اسم العالم الذي اكتشف ذلك التأثير * على التصادمات الكمية قد وصلت إلى مرحلة ممتعة |