Bakkala gittim ve bir paket hijyenik ped almayı denedim. | TED | ذهبت الى محل قريب وحاولت ان اشتري علبة فوط صحيه |
İyi günler, ben Almanca bilmiyorum. bir paket sigara verir misiniz, lütfen? | Open Subtitles | مرحبا انا لا اتحدث الهولندية انا فقط احتاج علبة سجائر لو سمحت |
Dün buraya bir paket teslim etmiştik, bir imza alabilir miyim? | Open Subtitles | لقد أوصلنا طرداً هنا بالأمس هل يمكننا أن نحصل على التوقيع؟ |
Merhaba başkomiserim. Kurye firması kurbanın çantasında sadece bir paket olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قالت شركة الساعي أنّ الضحيّة كان لديه طرد واحد فقط في حقيبته، |
Kurdum. Her hafta sana bir paket gönderdim. | Open Subtitles | لكني فعلت ذلك كنت أرسل لك رزمة بريدية كل اسبوع |
bir paket şeker ve iskambil kağıdına sürülmüş fıstık ezmesi. | Open Subtitles | كيس من السكر وورقة لعب عليها بعض من زبدة الفول السوداني |
Ne yapmamız gerek biliyor musunuz? Benim için bir paket hazırlamanız. | Open Subtitles | ما علينا فعله هو أن تجمعي كل تلك القضايا في حزمة |
Onlara ön koltukta taze bir paket çerez bıraktığımı söyle. | Open Subtitles | إخبرهم أني تركت علبة من البسكويت الجديد على المقعد الأمامي |
Ürünleri ihtiyaç üzerine alıyorlar. Alex'teki bir insan bir paket sigara almaz. Her gün bir tek sigara alır, böylesinin daha pahalı olmasına rağmen. | TED | تشتري المنتوجات عند الحاجة، شخص في آلكس لا يشتري علبة سجائر، بل يشتري سيجارة واحدة كل يوم، حتى وإن كان الثمن أغلى. |
Bu cihazların çoğu, bir paket sigarayla aynı miktarda nikotin içeriyor. | TED | تحتوي العديد من هذه الأجهزة على كمية من النيكوتين تُعادل ما يوازي علبة سجائر كاملة. |
Biri bir paket atıştırmalık çıkardı ve linkini sohbet odasında paylaştı. | TED | أحدهم اشترى علبة وجبة خفيفة، ونشر رابط المنتج في غرفة الدردشة تلك. |
Size bir paket geldi. Masanıza koydum. Küflenmiş gibi kokuyor. | Open Subtitles | جاءك طرد ووضعته على مكتبك وبدا طرداً عتيقاً من رائحته |
Kararın açıklanmasından birkaç hafta sonra postadan küçük bir paket aldım. | TED | بعد أسابيع قليلة من إعلان المحكمة عن قرارها تلقيت طرداً في البريد |
Öğleden sonra bir arkadaşım uğrayıp bana bir paket bırakacak. - Polistir. | Open Subtitles | بعد ظهر اليوم , سيرك صديق لى طرداً إنه شرطى |
Geçen gün, bir postada bir paket buldum. Hindistan'dan geliyormuş. | Open Subtitles | اليوم الآخر ، حصلت على طرد في البريد من الهند |
Kutuyu, aynı zamanlardan kalma bir zırh eldiveni içeren bir paket sayesinde bulduk. | Open Subtitles | لقد أُرشِدنا الى الصندوق عن طريق طرد به قفاز من نفس الحقبة الزمنية. |
Bir adam çölün ortasında ölü yatıyor yanında açılmamış bir paket var o ölümünü açıklıyor. | Open Subtitles | وجد رجل ميت فى الصحراء كل ما كان معه رزمة والتى تفسر سبب وفاته |
Mesela bir paket cips açarsam hepsini bitirene kadar yiyorum. | Open Subtitles | إذا كنت فتح كيس من رقائق أهوي، أنا فلدي يأكل كل شيء. |
Bu, bir bacaksız için büyük bir paket. Tamam, Bay Bacaksız. | Open Subtitles | هذه عبارة عن حزمة رائعة لـ تودلر حسنا , سيد تودلر |
Yolcu tarafındaki koltuğa bakmanı istiyorum, senin için bir paket bıraktım. | Open Subtitles | اريدك ان تنظر لجهة التي قرب السائق لأنني تركت طردا صغيرا لك |
Acele et. M, senin Harrods'dan bir paket almanı istiyor. | Open Subtitles | من الأفضل أن تسرع ان إم يُريدُك ان تتوقف عند هارودزِ و تلتقط الطرد |
bir paket de wasabi eklersek öğle yemeğimiz hazır olur! | Open Subtitles | نستطيع ان نرمي بها بعلبة من "واسابي" |
bir paket sigara verir misin? | Open Subtitles | هل لي بعلبة من سجائر "لايتس"؟ |
- bir paket veya mesaj var mı benim? | Open Subtitles | - نعم، أودّ معرفة ما إن كانت لديّ طردٌ أو أيّة رسائل ؟ |
Benim silahımı ve kaçış arabasını bıraktı. Polisler için bir paket hediye. | Open Subtitles | ترك مسدسي والسيارة وأعطى الشرطة ما يريد أن يعطيها من أدلة |
Marks ve gizli operasyon ekibinden bir paket daha geldiğini duydum. | Open Subtitles | لقد سمعتُ بأن أتاكَ طردُ آخر من (ماركس)وفرقتهِ الخاصة. |
bir paket Refreshers ve çikolata alacağım, Böylece dilimizi yakabiliriz. | Open Subtitles | سأشتري بعض المنعشات ولوائحالشوكولابنكهةالحامضلكينحرقألسنتنا ! |