ويكيبيديا

    "bir parçası olarak" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • كجزء من
        
    • جزء من
        
    • وكجزء من
        
    • كجزءٍ
        
    Fotosentezin bir parçası olarak, stoma denilen gözenekler açılır ve kapanır. TED كجزء من عملية التركيب الضوئي، تفتح الأوراق وتغلق مسامًا تسمى الثغور.
    İnsan algısının bir parçası olarak, çevremizdeki dünyayla etkileşime girmekte özgürleşmek. TED كجزء من الإدراك البشري، تحرر لنا للتفاعل مع العالم المحيط بنا.
    Seni ailenin bir parçası olarak görmediğimi söylemek bir hataydı. Open Subtitles كان خاطئاً ان أقول انني لا أراك كجزء من العائلة
    İşte asıl sorulması gereken budur; çünkü bu durum yeterli kaynaktan yoksun olan her toplumun bir parçası olarak karşımızdadır. TED هذا هو السؤال الحقيقي ، لأن هذا هو شيء كان هناك، جزء من كل المجتمع. هذا يحرم من الموارد الكافية
    İşimin bir parçası olarak bazen bu garip podcastimde, insanlarla başlarına gelen en korkunç şey hakkında konuşurum. TED وكجزء من وظيفتي، أتحدث في برنامج مدونتي الصوتية، بعض الأحيان مع الناس عن أسوأ شيء حدث لهم.
    Tarama sürecinin bir parçası olarak mitokondriyal DNA örneği verilmesi gerekiyor Open Subtitles كجزء من عملية الفحص، كان علينا أن نعطي عينة حمض نووي.
    Buna ihtiyacımız var. Birbirimize bir kadın, bir erkek, bir topluluk ve... bu gezegenin bir parçası olarak... ... saygı duymalı ve kutlamalıyız. TED ونحن نحتاج ان نفتخر ونحترم كل الاطراف الرجال والنساء والمجتمع كجزء من هذا الكوكب وعلينا ان نستمر بهذا على جميع الاصعدة
    Basit bir örnekle atıklar, sanayi sürecinin bir parçası olarak resmen fışkırıyor. TED مثال بسيط هو النفايات التي يطلقونها كجزء من العمليات الصناعية.
    Bilim insanları her zaman düşünme ve keşfetme süreçlerinin bir parçası olarak resimler oluşturdular. TED فالعلماء دوماً قاموا بتصوير الامور كجزء من ابحاثهم العلمية
    Bunlar, başkalarıyla olan ortak deneyimlerinin bir parçası olarak edinilmiş anlamlardır. TED هذه هي المعاني التي يتم اكتسابها كجزء من خبراتهم المتبادلة مع الآخرين.
    İşleri ayarlamanın bir parçası olarak polis bizi bir araya toplar ve bizi liderler gibi hitap ederlerdi. TED لذلك كجزء من المنظمة أو أي كان، في هذه الذكرى، الشرطة ستتجول حولنا كما تعلمون، إنهم يسموننا، القادة.
    Salona, tek bir tüketici olarak girmiş olabilirsiniz, ama tiyatro, görevini yerine getirirse, kendinizi bir bütünün, toplumun bir parçası olarak hissetmiş ayrılırsınız. TED ربما دخلتم ذلك المسرح كمستهلك فردى، لكن إذا كان المسرح يقوم بعمله، فقد خرجتم بالشعور كجزء من كل، كجزء من مجتمع.
    Evde bakım sürecimizin bir parçası olarak ziyaretçi grupları düzenledik. TED كجزء من تجربتنا مع العلاج في المنزل، نظمنا مجموعات من الزائرين.
    CA: Fakat onların hesabına göre Amerika'nın terorizme karşı savunmasının bir parçası olarak bunları yapmaya değer. TED كريس: لكنهم قاموا بحسابات أثبتت أهمية القيام بذلك كجزء من دفاع أمريكا ضد الإرهاب.
    İşimin bir parçası olarak, serada büyüyen bitkiler üzerinde çok zaman harcıyorum ve bunun sebebi, kralların oldukça seçici yiyiciler olması. TED كجزء من عملي، قضيت جزء كبير في النباتات الدفيئة والسبب في ذلك أن فراشات الملكة آكلات صعبة الإرضاء.
    Eğer beyni tüm vücudun bir parçası olarak görürsek beyinde moleküler seviyede neler olup bittiğini daha iyi anlayabilir miyiz? TED هل من الممكن أن نفهم أكثر ما يحدث في الدماغ على المستوى الجزيئي إن نحن نظرنا إليه كجزء من الجسم كله؟
    Özün bir parçası olarak, bugün New York devlet okullarında 800 adet matematik ve bilim öğretmenimiz var. TED يوجد اليوم حوالي 800 معلم رياضيات وعلوم في مدينة نيويورك في المدارس العامة، كجزء من المحور.
    Ama yaptığımız bütün konuşmalarda şu sözler tekrar tekrar gündeme geldi: anlıyorduk ki, bunu yapmadığımız sürece sorunun bir parçası olarak kalıyorduk. TED ولكن كانت هناك محادثة واحدة والتي كانت تظهر في كل حوارتنا: حقيقة أننا إذا لم نقم بهذا، فإننا إذا جزء من المشكلة.
    Bizimle gel. Posta odasına dönme, ekibin bir parçası olarak gel. Open Subtitles عد معنا ليس الى غرفة البريد لكن لتكون جزء من فريقنا
    Amber Alarm Programının bir parçası olarak kameralar 3 saniyede bir görüntü alıyor. Open Subtitles هذا كاميرا المرور تأخذ صورة كل 3 ثواني هذا جزء من برنامج الإنذار
    Bu yüzden yolculuğumun bir parçası olarak ölüm hakkındaki düşüncelerini ve nasıl hatırlanmak istediklerini öğrenmek için ailemi ve arkadaşlarımı dâhil etmeye başladım. TED وكجزء من مسيرة حياتي، بدأتُ في إشراك عائلتي وأصدقائي لمعرفة أفكارهم بشأن الموت، وكيف يرغبون أن يتذكرهم الآخرون.
    Melinda, görevinin bir parçası olarak sınıfa raporunu dağıttı. Open Subtitles إلى الصف كجزءٍ مِن المهمة. لقد نسخت نُسخاً حتى يتمكّن الجميع مِن قرائته.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد