Fotosentezin bir parçası olarak, stoma denilen gözenekler açılır ve kapanır. | TED | كجزء من عملية التركيب الضوئي، تفتح الأوراق وتغلق مسامًا تسمى الثغور. |
İnsan algısının bir parçası olarak, çevremizdeki dünyayla etkileşime girmekte özgürleşmek. | TED | كجزء من الإدراك البشري، تحرر لنا للتفاعل مع العالم المحيط بنا. |
Seni ailenin bir parçası olarak görmediğimi söylemek bir hataydı. | Open Subtitles | كان خاطئاً ان أقول انني لا أراك كجزء من العائلة |
İşte asıl sorulması gereken budur; çünkü bu durum yeterli kaynaktan yoksun olan her toplumun bir parçası olarak karşımızdadır. | TED | هذا هو السؤال الحقيقي ، لأن هذا هو شيء كان هناك، جزء من كل المجتمع. هذا يحرم من الموارد الكافية |
İşimin bir parçası olarak bazen bu garip podcastimde, insanlarla başlarına gelen en korkunç şey hakkında konuşurum. | TED | وكجزء من وظيفتي، أتحدث في برنامج مدونتي الصوتية، بعض الأحيان مع الناس عن أسوأ شيء حدث لهم. |
Tarama sürecinin bir parçası olarak mitokondriyal DNA örneği verilmesi gerekiyor | Open Subtitles | كجزء من عملية الفحص، كان علينا أن نعطي عينة حمض نووي. |
Buna ihtiyacımız var. Birbirimize bir kadın, bir erkek, bir topluluk ve... bu gezegenin bir parçası olarak... ... saygı duymalı ve kutlamalıyız. | TED | ونحن نحتاج ان نفتخر ونحترم كل الاطراف الرجال والنساء والمجتمع كجزء من هذا الكوكب وعلينا ان نستمر بهذا على جميع الاصعدة |
Basit bir örnekle atıklar, sanayi sürecinin bir parçası olarak resmen fışkırıyor. | TED | مثال بسيط هو النفايات التي يطلقونها كجزء من العمليات الصناعية. |
Bilim insanları her zaman düşünme ve keşfetme süreçlerinin bir parçası olarak resimler oluşturdular. | TED | فالعلماء دوماً قاموا بتصوير الامور كجزء من ابحاثهم العلمية |
Bunlar, başkalarıyla olan ortak deneyimlerinin bir parçası olarak edinilmiş anlamlardır. | TED | هذه هي المعاني التي يتم اكتسابها كجزء من خبراتهم المتبادلة مع الآخرين. |
İşleri ayarlamanın bir parçası olarak polis bizi bir araya toplar ve bizi liderler gibi hitap ederlerdi. | TED | لذلك كجزء من المنظمة أو أي كان، في هذه الذكرى، الشرطة ستتجول حولنا كما تعلمون، إنهم يسموننا، القادة. |
Salona, tek bir tüketici olarak girmiş olabilirsiniz, ama tiyatro, görevini yerine getirirse, kendinizi bir bütünün, toplumun bir parçası olarak hissetmiş ayrılırsınız. | TED | ربما دخلتم ذلك المسرح كمستهلك فردى، لكن إذا كان المسرح يقوم بعمله، فقد خرجتم بالشعور كجزء من كل، كجزء من مجتمع. |
Evde bakım sürecimizin bir parçası olarak ziyaretçi grupları düzenledik. | TED | كجزء من تجربتنا مع العلاج في المنزل، نظمنا مجموعات من الزائرين. |
CA: Fakat onların hesabına göre Amerika'nın terorizme karşı savunmasının bir parçası olarak bunları yapmaya değer. | TED | كريس: لكنهم قاموا بحسابات أثبتت أهمية القيام بذلك كجزء من دفاع أمريكا ضد الإرهاب. |
İşimin bir parçası olarak, serada büyüyen bitkiler üzerinde çok zaman harcıyorum ve bunun sebebi, kralların oldukça seçici yiyiciler olması. | TED | كجزء من عملي، قضيت جزء كبير في النباتات الدفيئة والسبب في ذلك أن فراشات الملكة آكلات صعبة الإرضاء. |
Eğer beyni tüm vücudun bir parçası olarak görürsek beyinde moleküler seviyede neler olup bittiğini daha iyi anlayabilir miyiz? | TED | هل من الممكن أن نفهم أكثر ما يحدث في الدماغ على المستوى الجزيئي إن نحن نظرنا إليه كجزء من الجسم كله؟ |
Özün bir parçası olarak, bugün New York devlet okullarında 800 adet matematik ve bilim öğretmenimiz var. | TED | يوجد اليوم حوالي 800 معلم رياضيات وعلوم في مدينة نيويورك في المدارس العامة، كجزء من المحور. |
Ama yaptığımız bütün konuşmalarda şu sözler tekrar tekrar gündeme geldi: anlıyorduk ki, bunu yapmadığımız sürece sorunun bir parçası olarak kalıyorduk. | TED | ولكن كانت هناك محادثة واحدة والتي كانت تظهر في كل حوارتنا: حقيقة أننا إذا لم نقم بهذا، فإننا إذا جزء من المشكلة. |
Bizimle gel. Posta odasına dönme, ekibin bir parçası olarak gel. | Open Subtitles | عد معنا ليس الى غرفة البريد لكن لتكون جزء من فريقنا |
Amber Alarm Programının bir parçası olarak kameralar 3 saniyede bir görüntü alıyor. | Open Subtitles | هذا كاميرا المرور تأخذ صورة كل 3 ثواني هذا جزء من برنامج الإنذار |
Bu yüzden yolculuğumun bir parçası olarak ölüm hakkındaki düşüncelerini ve nasıl hatırlanmak istediklerini öğrenmek için ailemi ve arkadaşlarımı dâhil etmeye başladım. | TED | وكجزء من مسيرة حياتي، بدأتُ في إشراك عائلتي وأصدقائي لمعرفة أفكارهم بشأن الموت، وكيف يرغبون أن يتذكرهم الآخرون. |
Melinda, görevinin bir parçası olarak sınıfa raporunu dağıttı. | Open Subtitles | إلى الصف كجزءٍ مِن المهمة. لقد نسخت نُسخاً حتى يتمكّن الجميع مِن قرائته. |