Çocuklar, buraya kamera için yeni bir pil alabilir miyiz? | Open Subtitles | يا رفاق ،هل يمكنني الحصول على بطارية من أجل الكمرة؟ |
Iste bu gordugunuz laboratuvarda urettigimiz yuksek guclu bir pil. | TED | الآن هذه بطارية عالية القدرة أنتجناها في مختبري. |
Buna ilaveten bir pil, bir bilgisayar, çeşitli sensörler ve kablosuz telsizler var. | TED | على متنها أيضا بطارية وحاسوب ومختلف أجهزة الاستشعار والراديو اللاسلكي |
Radio Shack'e uğrayarak. Esasen bir pil, bir düğme ve bir kızılötesi LED'e sahip, | TED | برحلة سريعة إلى محل الإلكترونيات إنها تحوي باختصار على بطارية و مكبس و مصدر للأشعة تحت الحمراء |
İkincisi, bir el feneri ampulünü, bir pil ve bir parça tel ile yakabilir misiniz? | TED | السؤال الثاني، هل يمكن إضاءة مصباح صغير بواسطة بطارية و مصباح و قطعة من الأسلاك؟ |
Galiba çantamda yedek bir pil var. | Open Subtitles | أعتقد عندي بطارية إحتياطية في حقيبتي عذراً؟ |
bir pil görevini görecek kadar asitleri var. | Open Subtitles | على مايبدو يوجد بها حمضاً كافياً لتشغيل بطارية |
Şimdi, eğer böyle hissetmenin nasıl olduğunu bilseydin, beni asla kalbime bir pil yerleştirmeye ikna etmezdin. | Open Subtitles | الآن، لو كنت تعرفين بما أشعر ما كنت لتقنعني أن اترك بطارية تدير قلبي |
- Yapmama gerek yoktu. Saat 30 yaşında olduğu için bombacı yeni bir pil koymak zorundaydı. | Open Subtitles | لأنّ صناعة الساعو كان قبل 30 سنة أضطر المهاجم لوضع بطارية جديدة |
İçine yeni bir pil koydum. Artık duyabilirim. Başkasına gerek yok. | Open Subtitles | لقد وضعت بطارية جديدة للقديم أستطيع أن أسمع الآن، لست بحاجة لواحد جديد |
Vücudu büyük bir pil gibi kullanıyor konukçunun doğal elektriksel iletilerini yükselterek yöneltiyor. | Open Subtitles | تستخدم الجسد كما لو انه بطارية كبيرة تَصعيد وإعادة توجيه النبضات الكهربائية الطبيعية للمضيف |
Dinle bunun sadece bitmiş bir pil olduğuna inanmak için her türlü nedenimiz var. | Open Subtitles | أسمعي, لدينا كل الأسباب لتصديق, بأن هذه مجرد بطارية هالكة. |
Garip değil mi, bir insan özenli ve dikkatli bir şekilde bir bomba hazırlıyor ama yaşlı ve güvenilmez bir pil kullanıyor. | Open Subtitles | غريب,اليس كذلك,المرور بالكثير من المصاعب في تصنيع قنبلة بهذه الدقة ثم تشغيلها بواسطة بطارية |
Ve Energizer, onlar da çok ama çok uzun süre dayanacak bir pil üretebilirler ama onlar da yapmıyorlar. | Open Subtitles | وصانعوا البطاريات, يستطيعون ان يصنعوا بطارية تبقى تستعملها, وتبقى, وتبقى, لكنَهُم لَن يقوموا بذلك. |
Şimdi, iyi bir pil ol ve çekirdeğin içine gir. | Open Subtitles | الآن، خطوة داخل هذا الأساسية مثل بطارية صغيرة جيدة. |
sizin hosunuza giden bir tanesini bu milarlarca virusun icinden cekip alabiliriz. bu sanki bir pil yada gunes pil yetistirmeye benziyor. basitce, virusler kendi kendilerine cogalamazlar. | TED | يمكن اختيار واحد من البليون يقوم بما نود إنجازه، مثل إنتاج بطارية أو خلية شمسية. وبالتالي، الفيروسات أساسا لا يمكنها استنساخ نفسها، تحتاج إلى مضيف. |
Devasa bir pil ile, rüzgâr ve güneş enerjisinin aralıklı olması yüzünden bugün kömür, gaz ve nükleerde olduğu gibi şebekeye katkı sağlamakta yetersiz kalması sorununa bir çözüm bulabilirdik. | TED | باستخدام بطارية عملاقة، سنكون قادرين على التصدي لمشكلة التقطع التي تمنع الرياح والطاقة الشمسية من دعم الشبكة بنفس الطريقة التي يدعمها بها الغاز والفحم في الوقت الحاضر. |
Güneş kristalini ışık içerisinde alıyorsunuz, güneş hücresinde bir pil var, bir istasyona yerleştiriyorsunuz ve bu avizelere güç sağlayabiliyorsunuz. | TED | تأخذ بلورة الطاقة الشمسية معك في الضوء، هناك بطارية في الخلية الشمسية، تضعها في القاعدة الكهربائية وتكون قادرًا على تشغيل هذه الثرايا. |
Affedersin? Çantamda yedek bir pil var, önde yanında. | Open Subtitles | عندي بطارية إحتياطية في حقيبتي |
Ya da bizi buradan kurtaracak bir robot ya da yardım sinyali gönderecek bir şey ya da yeni bir pil yap... | Open Subtitles | أو صنع إنسان آلي ...ليحضر لنا النجدة، أو جهاز توجيه أو صنع بطارية جديدة |