Şimdi, eşim Michal'den, sahneye benimle birlikte gelmesini ve bir resim oluşturmasını rica edeceğim, çünkü bütün olay resimlerde. | TED | لذلك أطلب من زوجتي ميشيل أن تأتي معي علي المسرح لعمل صورة واحدة معكم، لأن كل شيء متعلق بالصور. |
Ve tıpkı balonun üstüne bir resim çizmişiz de onu şişiriyormuşuz gibi, resim hâlâ aynı resim ama mürekkep tanecikleri birbirlerinden uzaklaşmış hâlde; | TED | ومثل رسم صورة على بالون، ومن ثم نفخ البالون، فإن الصورة هي نفسها ، ولكن جسيمات الحبر قد تحركت بعيدا عن بعضها البعض. |
İşte elimizde harikulade bir resim, başa geri geleceğim, ve işte burada evrenin oluşumunu başlatan gizemli bir süreç var. | TED | لذا عندنا هذه الصورة، وهي صورة رائعة وسأحدثكم عن البداية لاحقا، عندما تمت عمليات مبهمة عنا والتي بها نشأ الكون. |
Her şeyin bir sırası var. Annenin bir fotoğrafı gerekecek. Ya da bir resim. | Open Subtitles | أولاً وقبل كل شئ, نحتاج صورة لوالدتك صورة أو رسمة |
Başka kültürler bu yedi yıldızdan daha büyük bir resim çıkardılar. | Open Subtitles | ولكن الثقافات الأخرى رأت تلك النجوم السبع كجزء من صورة أكبر |
Kaptan, tatlım, sakıncası yoksa kardeşim ve benimle bir resim çektirir misin? | Open Subtitles | كابتن ، عزيزي ، أتمانع لو أخذت صورة مع أختى ومعى ؟ |
Seninle bir resim çektirmemizin bir sakıncası var mı Vurucu? | Open Subtitles | مرحبا , بومر هل تمانع إذا ما أخذنا صورة برفقتك |
Kanıt isterim. Bana cep telefonundan ayıp bir resim gönder. | Open Subtitles | اريد اثبات ارسل لي صورة خليعة عن طريق الهاتف الخلوي |
Sizinle bir resim çektirmem mümkün olur mu, Bay Robinson? | Open Subtitles | هل تعتقد بأنه يمكن أن ألتقط صورة معك سيد روبنسن؟ |
Senin ve onların bildikleri hakkında onlara bir resim çizebilirsin. | Open Subtitles | بوسعكِ رسم صورة لكلّ شيء يعرفونه ولكلّ شيء تعرفينه أنتِ |
Tüm mesajlarımız, ve bu da bana gönderdiğin bir resim. | Open Subtitles | ها هي جميع رسائلنا، وتلك صورة لكِ قمتِ بإرسالها إلي. |
Kardeşin çok iyi şeklinde baş parmağını kaldırdığı bir resim gönderdi. | Open Subtitles | أخوك , أرسل لي صورة . و هو رافعاً إبهامه للأعلى |
Çocukları toplamaya son gelişlerinde kamyonun kenarında bir resim vardı. | Open Subtitles | ليأخذوا أخر مجموعة من الأطفال كان يوجد على جانبها صورة |
Belki de bir resim yapmalıyım. Evet, bir resim yapmalıyım. | Open Subtitles | ، ربما ينبغي أن أرسم صورة ينبغي أن أرسم صورة |
Eğer bir resim varsa, yeşil bir şal giyiyor olabilir. | Open Subtitles | إذا كانت هناك صورة , ربّما هي مرتدية وشاح أخضر |
Dronların topladığı akustik veriyi birleştirmeye başlayınca, bir resim ortaya çıkmaya başlar. | TED | فبمجرد تثبيت البيانات الصوتية المجمعة بواسطة المراكب المسيرة، تشرع الصورة في الظهور. |
bir resim yüzünden savcıya dosyayı yeniden açmasını söyleyemem öylece. | Open Subtitles | لا يمكنني بهذه البساطة أن أقول للمدعي العام أن يعيد فتح هذه القضية بسبب رسمة |
Sana bir resim göndereceğim. Onu bulmak için bir günün var. | Open Subtitles | سوف ارسل لك صوره وسوف اعطيك مهله ليوم واحد لمحاوله ايجاد تلك الفتاه |
Bizimle konuşan, hatta günümüzde bize bağıran bir resim bu. | TED | وهي لوحة تتحدث إلينا أو بالأحرى تصرخ في وجوهنا اليوم. |
Ne kadar korkunç bir resim olsa da kızınız oldukça yetenekli bir sanatçı yeteneklerini keşfetmesi için ona destek olmalısnız. | Open Subtitles | والمروعة كما هذه الصورة هي، ابنتك هو فنان موهوب جدا، و ويجب تشجيع لها لاستكشاف قدراته. |
Eğer size bunun gibi bir resim gösterirsem kartlarınızdan bununla eşleşen ya da... | Open Subtitles | لو أريتكم صُورة مثل هذه، فأريدكم أن تُروني الصُورة من بطاقتكم... المُطابقة أو... |
İnternette yaygın olarak paylaşılan, yüzünün maymuna benzetildiği, oynanmış bir resim vardı. | TED | كان هناك صورةٌ قد انتشرت بشكلٍ كبيرٍ في الانترنت حيث تم تشويه وجهها لتشبه قردًا. |
Eğer uygunsa, sizlere son bir resim ile veda etmek istiyorum. | TED | أودُّ في النهاية لو سمحتم لي أن أترككم مع صورةٍ أخيرةٍ |
Erez Lieberman Aiden: Herkes bilir ki bir resim 1000 kelimeye değerdir. | TED | إيريز ليبرمان ايدن: الجميع يعرف أن الصورة تعادل الف كلمة. |
Nedenini sormayın, bana kalırsa bu saçma sapan bir resim. | Open Subtitles | لا تخبرني بذلك حتى ان الوجوه لا تبدو واضحه |