Böylece, belirli bir seviyenin ötesine zoom yaptığımizda bu Sim City benzeri 45 derecelik bir sanal bir görüntü haline dönüşüyor. | TED | لذلك، فيما نحن نقوم بالتكبير فوق مستوى معين يأخذنا إلى نوع من مثل سيم سيتي في عرض افتراضي على 45 درجة. |
Şimdi size bir sanal gerçeklik filminin tanıtım filmini göstereceğim: Sanal gerçekliği kameraya alırken yakaladığımız tüm görüntülerin bir tam-ekran sürümü. | TED | سأريكم عرضأ لفيلم واقع افتراضي: نسخة من المعلومات تملأ الشاشة نلتقطها عند تصوير واقع افتراضي. |
Bu senenin başında, buradaki bir sanal asteroid 330,000 gerçek dolara satıldı. | TED | في وقت ليس ببعيد من هذا العام, كويكب افتراضي فيها تم بيعه مقابل 330,000 دولار حقيقي. |
Yüz yüze, bayağı etkileyici ve içerde tam bir sanal gerçeklik olayı var. | Open Subtitles | وجهًا لوجه. إنه مكان عجيب لديهم عالم افتراضي هناك |
Teknoloji ile ilk defa on sene önce karşılaşmıştık bir gezegende soykırımdan kurtulanlar zihinlerinde yarattıkları bir sanal alemde yaşıyorlardı. | Open Subtitles | صادفنا التقنية أول مرة قبل عشر سنوات على كوكب نجا من محرقة كان يعيش كان يعيش في عالم افتراضي من خلق عقولهم |
Onun bilincini bir sanal gerçeklik ortamına yükleyelim, kendini orada, zarar veremeyeceği bir yerde kanıtlasın. | Open Subtitles | تحميل وعيها إلى واقع افتراضي ندعها تثبت نفسها هناك حيث أنها لا تستطيع أن تفعل أي ضرر |
Böylelikle rüyalarınız sanal gerçeklik içindeki başka bir sanal gerçekliktir. | Open Subtitles | لذا لبرمجة الأحلام فسيتوجب عليك خلق .واقع افتراضي داخل الواقع الافتراضي |
Basit bir tekrar edici program... harika bir sanal dağ yaratabilir, | Open Subtitles | رُبما يُجدي برنامج تكراري بسيط في بناء جبلٍ افتراضي |
Burada çok vakit geçirecek olsanız, telefon görüşmesi, yeni bir sanal gerçekliğe taşınmak, banka hesabınıza göz atmak gibi işleriniz için bir kontrol paneli isterdiniz. | TED | الآن، إذا أردتم قضاء المزيد من الوقت هنا، قد تحتاجون إلى لوحة تحكّم حيث تستطيعون القيام بأشياء مثل إجراء مكالمة هاتفية، الانتقال إلى عالم افتراضي جديد، والتحقق من حسابكم البنكي. |
Şimdi ışığı bilgi ile yöneterek ve yeniden yönlendirerek, fiber optik otobanı boyunca taşıyarak birçok farklı entegre fotonik çıkışla, daha da genişleyen bir sanal dünya yaratabiliriz. | TED | الآن حَملنا الضوء بالمعلومات وأعدنا توجيهه ليعمل على طول طريق سريع من الألياف البصرية مع العديد من المخارج الضوئية المتكاملة المختلفة لبناء عالم افتراضي اكثر امتداداً. |
OZ, dünyanın dört bir yanından insanların katıldığı eğlenceli bir sanal dünyadır. | Open Subtitles | أوز" فضاء افتراضي يُتيح لكلّ سكان العالم الاستمتاع بواسطته" |
Sana göstermek için yanımda bir sanal tur getirdim. | Open Subtitles | لقد جلبت لك تصوير واقع افتراضي لأريك |
Belki Elizabeth'i ya da bu şey her neyse onu Ava'ya yaptığımız gibi bir sanal gerçeklik ortamına aktarabiliriz. | Open Subtitles | حَسناً، رُبَّمَا يُمْكِنُنا تحميلها ، أَو تحميله ، أو ما شابه ذلك هذا الشيءِ في واقع افتراضي كما فعلنا مع (أفا) ِ |
- Yani May bir yerde kilitli fakat bunun gibi bir sanal gerçekliğin içinde tutuluyor öyle mi? | Open Subtitles | إذن، (ماي) محبوسة في مكان ما لكن ذلك المكان عبارة عن واقع افتراضي مثل هذا؟ |
[Suriye'deki iç savaş uzakta görünebilir] [ta ki kendiniz deneyimleyene dek] (Kız şarkı söylüyor) (Patlama) [Proje Suriye] [bir sanal gerçeklik deneyimi] NP: Sonra eseri Londra'daki Victoria ve Albert Müzesi'ne götürmek üzere davet edildik. | TED | [قد تبدو الحرب في سوريا بعيدة جدًا] [إلى أن تختبرها بنفسك] (فتاة تغني) (انفجار) [مشروع سوريا] [تجربة واقع افتراضي] نوني: بعدها تمت دعوتنا لعرض القطعة في متحف فيكتوريا وألبرت في مدينة لندن. |