Yine de bu hayat ...bir saniye bile durmak bilmiyor... | Open Subtitles | ولكن لا تزال هذه الحياة ولو لثانية فقط لا يتوقف |
İki dakikada çıkıyoruz, bir saniye bile fazla değil. | Open Subtitles | ستخرج بعد دقيقتين ، لن تتأخر ولو لثانية واحدة |
İmkansız. Çocuğunu bir saniye bile kaybetmezsin. | Open Subtitles | هذا غير ممكن هل يمكن لك أن تفقدي هذا الطفل ولو لثانية واحدة |
Ama sana söz veriyorum, mahkeme salonunda bir saniye bile geçirmeyeceğim. | Open Subtitles | ، ولكنى اعدك انا لن امضى ثانية واحدة فى قاعة المحكمة |
Ne yaşarsak yaşayalım, bir saniye bile asla ayrılmadık. | Open Subtitles | ومهما كان الوقت لم نفترق أبداً ، حتى ولو للحظة واحدة. |
Kamerayı bir saniye bile bırakmayı göze alamaz. | Open Subtitles | فهو لا يستطيع إغماض عدسته ولو لحظة |
bir saniye bile sizi bir şeye zorladığımı düşünmeyin. | Open Subtitles | لا تفكّرن ولو لوهلة أنّي أستمتع برؤيتكن تُرغمن على أيّ أمر، |
O odada bir saniye bile duramazdım. | Open Subtitles | لم أستطع البقاء في تلك الغرفة لثانية أخرى |
bir saniye bile olsa bu ülkeyi tekrar refaha erdirme azmimizden ödün vermemeliyiz. | Open Subtitles | لن نتردد أبداً و لا حتى لثانية في تصميمنا لرؤية البلاد تزدهر مجدداً. |
Teklifini değerlendirdiğimi bir saniye bile düşünmenizi istemem. | Open Subtitles | لا أريد منك أن تفكر ولو لثانية واحدة بأني كنت أضع الأمر تحت عين الاعتبار |
Bu korkunç zamanlarda beni bir saniye bile sevdiysen gitmeme izin verirsin. | Open Subtitles | ان كنت احببتني حتى ولو لثانية واحدة .. من هذه الرحلة الفظيعة سوف تسمح لي ان اذهب |
Eğer babamı bir saniye bile görebilse biliyorum ki onu eve götürmeme izin verir. | Open Subtitles | لو انها تستطيع ان تراه لثانية واحدة بعد ذلك اعرف انها ستدعنى أأخذها الى البيت |
bir saniye bile bir çek-yat isteyebileceğimi düşünemedin mi? | Open Subtitles | لم تفكر لثانية واحدة أنني قد أحتاج فراشاً مطوياً؟ |
Attica hapishanesinde geçirtecek kadar olmasa da, hayatının eskisi gibi olabileceğini bir saniye bile düşünebilir misin? | Open Subtitles | لباقي ايام حياته ولكن لا تعتقد لثانية واحدة ان حياتك ستعود كما كانت ؟ |
Her şey zamanlama meselesi. Tek bir saniye bile sektirmemelisin. | Open Subtitles | فى التوقيت ذاته يجب ألا تضيع ثانية واحدة |
Senden bir saniye bile şüphelenmedim patron. Belki bir saniye. | Open Subtitles | لم أشك بك لثانية يا رئيسي ربما ثانية واحدة |
Seninle beraber olmaya başladığımızdan beri, bir saniye bile olsa. | Open Subtitles | ولا حتّى في ثانية واحدة مُنذ أن بدأنا المواعدة |
Baba, eğer hatırlarsan, sana hiç inanmamıştım, bir saniye bile. | Open Subtitles | لم تثق فيما قلت قط يا أبي إن كنت تتذكر ذلك ، ليس للحظة واحدة |
bir saniye bile yakalanacaklarını düşünmeden... | Open Subtitles | لا يفكّرون للحظة واحدة أنه قد يتمّ الإمساك بهم |
Beni yakın tutmak istedin. Bana bir saniye bile güvenmedin. | Open Subtitles | لم تثقي بي ولو لحظة |
bir saniye bile güvenilmez onlara. | Open Subtitles | لا يمكن الثقة بهم ولو لحظة |
Ama bir daha hile yapmaya kalkarsan ya da bir saniye bile canımı sıkarsan neler yapabileceğime şahit olursun. | Open Subtitles | لكن جرب تلك الحيلة مرة أخرى أو أشعرني بالضجر ولو للحظة سوف ترى ما انا قادر على فعله في الحقيقة |
- Ona bir saniye bile kanmam. | Open Subtitles | مدمرة زيجات لعينة - لا, لا أصدق هذا ولو لوهلة - |
Bundan sonra Gilbert Blythe'ı bir saniye bile düşünmeyeceğim. | Open Subtitles | لن أفكر في "غيلبرت بلايث" لثانية أخرى. |
Ama tabii, gizli ajan bir saniye bile durmaz. | Open Subtitles | وبالطبع فإن العميل المتخفي لا يحصل على إجازة حتى لثانية |