ويكيبيديا

    "bir sebep yok" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • لا يوجد سبب
        
    • ليس هناك سبب
        
    • لايوجد سبب
        
    • ليس لدي سبب
        
    • فلا داعي
        
    • ليس هناك داعٍ
        
    • اي سبب
        
    • أية أسباب
        
    • يوجد سبب لعدم
        
    • هناك أي سبب
        
    • هُناك سبب يمنعنا من
        
    • يوجد لديه سبب
        
    • يوجد أي سبب
        
    • يوجد سبب لبقاء
        
    • يوجد سبب يمنعنا
        
    Özür dilerim, gereksizdi. Üzgün olmak için bir sebep yok. Open Subtitles آسف ، إنّه غير عقلاني لا يوجد سبب لتكون حزيناً
    Bu eşli sistemin sınıfın dışına taşınmaması için bir sebep yok. TED لا يوجد سبب لترك تعليم الانداد لبعضهم خارج فصول الدراسة
    Beni affetmesi için bir sebep yok hem de hiç yok Open Subtitles ليس هناك سبب يجبرها ان تغفر لي. اي سبب على الاطلاق.
    Başkası gibi davranmak için bir sebep yok, John Sheppard. Open Subtitles ليس هناك سبب لأن نكون على خلاف يا جون شيبرد
    Bak, burada yaşamana izin verilmemesi için hiç bir sebep yok. Open Subtitles لايوجد سبب حول لم لاينبغي عليك العيش خارج القاعدة , خصوصاً أنك لم تعد تحمل المتكافل
    Biliyorum. Şimdilik vaskülit olduğunu düşünmem için bir sebep yok. Open Subtitles نعم، أعلم ليس لدي سبب لأفكر في التهاب الأوعية
    Yarın Amerika'daki her sınıfta bunun olmaması için bir sebep yok. TED لا يوجد سبب لعدم حدوث هذا الشئ في كل فصول الدراسة في أمريكا يوم غدا
    Aslında bu şekilde yaşamına devam etmemen için bir sebep yok. Open Subtitles أتعرفى لا يوجد سبب فى ان لا تستمرى فى العيش بالطريقه التى انتى فيها
    Hayır, fakat taşıyıcıları başka yere nakletmeleri için hiç bir sebep yok. Open Subtitles لا , سيدى . لكن لا يوجد سبب منطقى للاميريكيين لكى يحركوا حاملاتهم
    Tatlım lütfen. Bundan utanman için bir sebep yok ki. Open Subtitles -عزيزتي، لو سمحتِ، لا يوجد سبب مطلقا لتخجلي بهذا الشّأن..
    Kendini aptal gibi hissetmen için bir sebep yok. Bir anlamı yoktu diyorum. Open Subtitles لا يوجد سبب لتشعرى بالغباء ما حدث لا يعنى أى شىء
    - Bunu ciddiye almak için bir sebep yok, değil mi? Open Subtitles ليس هناك سبب يدفعنا لنأخذ هذا على محمل الجدية ، صحيح؟
    Ama emin olana kadar Cate'e söylemeni gerektirecek bir sebep yok. Open Subtitles لكن ليس هناك سبب لي تقول أي شيء لكيت حتى نتأكد
    Çizgi ve grafik romanları, K-12 eğitiminden uzak tutmak için mantıklı bir sebep yok. TED ليس هناك سبب لجعل القصص والروايات المصورة خارج التعليم من الروضة للثانوية.
    O halde, burada olduğumu öğreneceklerini düşünmek için bir sebep yok. Open Subtitles إذن، ليس هناك سبب أبدا للإعتقاد بأنهما سيكتشفان أمري
    Buraya başrahip için geldik. O da ölmüş. Kalmamız için bir sebep yok. Open Subtitles أتينا هنا ، من أجل رئيس الدير ، وقد مات و لايوجد سبب لبقائنا هنا.
    Biliyorum. Şimdilik vaskülit olduğunu düşünmem için bir sebep yok. Open Subtitles نعم، أعلم، ليس لدي سبب لأفكر في التهاب الأوعية
    Asıl amaç fidye değilse kızı hayatta tutmaları için bir sebep yok. Open Subtitles إذا كانت الفدية مجرد إلهاء... إذن فلا داعي لإبقائها على قيد الحياة.
    Bak, sen benim çocuğum değilsin, yani bunu söylemem için bir sebep yok ama senfoni orkestrası konserlerine sevsem de sevmesem de bayağı bir gidiyorum ve senin yetenekli olduğuna eminim. Open Subtitles أتدرين، أنتِ لستِ ابنتي، لذا ليس هناك داعٍ لقول هذا لكني أذهب للسمفونية كثيرًا، سواءً أعجبتني أم لا، وأنا على يقين بأنكِ موهوبة.
    Buna inanmak istemeyebilirsin ama yalan söylemek için bir sebep yok: Arabadan, plastik oyuncaklardan nefret ederdim, arkadaşlarını sevmezdim, daha da kötüsü TED أنت لا تريد أن تصدق هذا، ولكن ليست لدي أية أسباب تدفعني لأكذب: كرهت السيارة، وكرهت الألعاب المطاطية، لم أعجب بأصدقائك، والأسوأ، أقاربك.
    Inanmak için bir sebep yok o bir olumsuz tepki geçiriyor ilaç Onu veren oldum . Open Subtitles ليس هناك أي سبب لنظن أن هذه ردة فعل عكسية للدواء الذي أخذته
    Biliyor musun Chilli, düşünüyordum. Bunu sadece sen ve ben, aramızda halletmememiz için bir sebep yok. Open Subtitles أتعلم يا (تشيلي)، كنتُ أفكر، ليس هُناك سبب يمنعنا من الذهاب معاً.
    Endişelenmesi için bir sebep yok. Open Subtitles لا يوجد لديه سبب ليقلق بخصوص شئ لا ينبغي عليه القلق بشأنه
    Normal hayatına devam etmemen için de bir sebep yok. Open Subtitles لا يوجد أي سبب لا يجعلك تعيش حياة غير طبيعية
    Artık işimize yaramadığına göre Jack, aileni hayatta tutmamız için bir sebep yok. Open Subtitles فأنت لم تعد تهمنا يا "جاك" لا يوجد سبب لبقاء عائلتك على قيد الحياه
    Tekrar böyle olmaması için hiç bir sebep yok. Open Subtitles لا يوجد سبب يمنعنا من ان نصبح هكذا مرة أخرى

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد