Bu gerçek bir soru değildi, tatlım. | Open Subtitles | هذا ليس سؤالاً حقيقيّ، يا عزيزتي. |
Zor bir soru değildi. | Open Subtitles | ليس سؤالاً صعباً |
Tuzak amaçlı bir soru değildi. Ne kadarını doğru bildiğimi öğrenmek istedim. | Open Subtitles | انه ليس سؤال خادع , اريد ان اعلم كم انا محقا |
- Bilmiyorum,bırak düşüneyim. - Kötü bir soru değildi, Burt. | Open Subtitles | لا أعلم دعني أفكر "ليس سؤالا سيء "بيرت - |
Bu da bir soru değildi. | Open Subtitles | هذا لم يكن سؤالا كذلك |
Bu bir soru değildi. Sana bir içki ısmarlayacağımı söylüyorum. | Open Subtitles | لم يكن سؤالاً أنا أُخبرك بأني سأشتري لك شراباً |
Bu bir soru değildi, öyle değil mi? | Open Subtitles | هذا ليس بسؤال.. |
Üzgünüm, bu makul bir soru değildi. | Open Subtitles | آسفة، لم يكن ذلك سؤالاً عادلاً |
Bu bir soru değildi, tamam mı? | Open Subtitles | هذا ليس سؤالاً, حسناً؟ |
- Şaşırtmalı bir soru değildi. | Open Subtitles | -حسناً، إنّه ليس سؤالاً مُخادعاً . |
- Tuzak bir soru değildi! | Open Subtitles | -إنه ليس سؤالاً معقد ! |
Cevap beklenmeyen bir soru değildi. | Open Subtitles | هذا ليس سؤال بلاغي |
- Saçma bir soru değildi. | Open Subtitles | - هذا ليس سؤال مجنون |
İşle alakalı bir soru değildi bu Jack. Bebeğini kastettim. | Open Subtitles | هذا ليس سؤال متعلق بالعمل (جاك). |
Bu retorik bir soru değildi. | Open Subtitles | هذا ليس سؤالا ًبلاغياً |
Bu bir soru değildi, durumu tanımladım. | Open Subtitles | لم يكن سؤالا, مجرد كلام. |
- Aptalca bir soru değildi. | Open Subtitles | -لم يكن سؤالا سخيفا |
- Hayır. - Bakın. Hayır, bu bir soru değildi aslında. | Open Subtitles | أنظر لا لا هذا لم يكن سؤالاً |
O bir soru değildi. | Open Subtitles | هذا ليس بسؤال |
Anlıyorum, gerçek bir soru değildi. | Open Subtitles | فهمت، لم يكن ذلك سؤالاً حقيقياً. |