Doğu Baltimore'da vurularak öldürülen bir uyuşturucu tacirinin masasından çıkmış. | Open Subtitles | وُجِِدت في درج مكتب تاجر مخدّرات مقتول من شرق بالتيمور |
Elbette. 20 yıl önce ölmüş bir uyuşturucu satıcısının cesedi. | Open Subtitles | لا، بالطبع لا. إستخراج جثة تاجر مخدرات من 20 سنة، |
Santos, şartlı tahliye kurallarını ihlal etmekten aranan bir uyuşturucu kaçakçısıyla ne yapıyordu? | Open Subtitles | سؤال : ماذا كان سانتوس يفعل مع تاجر مخدرات مطلوب بتهمة انتهاك الاختيار؟ |
"Hey teğmen bu odada bir uyuşturucu satıcısı var, 20 dolara sana kim olduğunu söylerim mi? | Open Subtitles | يا ملازم هناك تاجر مخدرات في هذه الغرفة ـ سأخبرك عنه اذا اعطيتني 20 دولارا؟ |
Yani sen de bir uyuşturucu taciri için çalışıyorsun, Monty. | Open Subtitles | لذا تذكر، أنت تعمل لتاجر مخدرات أيضاً، مونتي |
En vahşi kenar mahallelerden biri olduğunu duymuştum çünkü büyük bir uyuşturucu çetesinin kontrolündeydi. | TED | سمعت انه كان احد الاعتداءت الصارخة, لانه كان يتحكم فيه اكبر احتكر للمخدرات. |
Örnek şiddetli bir anti sosyal, ve tanrı kompleksi var ve ümitsiz bir uyuşturucu bağımlısı ki bu bizim onu basit ve kesin bir şekilde kontrol etmemizi sağlayacak. | Open Subtitles | الهدف عنيف و معادي للمجتمع نظراً لأوهام الألوهية و هو مدمن ميؤوس منه على المخدرات |
Onlara karasularında iyi silahlı bir uyuşturucu teknesi olduğunu söyledim. | Open Subtitles | دعوت لهم. قلت لهم عن المسلحين تسليحا جيدا قارب المخدرات في مياهها. |
Toksin laboratuvarı daha önce hiç böyle bir uyuşturucu görmediklerini söyledi. | Open Subtitles | مختبر "توكس" قال أنه لم يرَ مثل هذا المخدّر من قبل |
Joe bir uyuşturucu kaçakçısıydı 70'li yılların büyük kısmını Raiford cezaevinde geçirdi | Open Subtitles | جو كان مهرب مخدرات كبير قضى فترة السبعينات في سجن إعادة التأهيل ريفورد |
Sürekli, bir kirli hava alarmında yaşıyoruz. Ve yeni bir uyuşturucu bulunmuş. | Open Subtitles | و نعيش تحت تحذير مستمر لطبقة دخانية وهناك أيضاً نوع جديد من المخدرات |
Lobos ile birlikte o odadaydı ve büyük bir uyuşturucu taciri. | Open Subtitles | لقد كان فى هذه الغرفة مع لوبوس وهو تاجر مخدرات معروف |
Savcılığın şahidi psikiyatri tedavisi gören bir uyuşturucu bağımlısıdır. | Open Subtitles | إن شاهد الإدعاء هو مدمن مخدرات يمر بعلاج نفسي. |
Scientology hakkında kötü bir şey söyleyen herhangi biri, otomatikman bir tür suçlu, bir deli, bir uyuşturucu bağımlısı damgası yiyordu. | Open Subtitles | أيَ شخص يقولُ أيَ شيئ سيّئ حولَ السينتالوجيا, هو تلقائيّاً مجرماً نوعاً ما, و نوعاً ما شخصٌ مجنون و مدمن مخدّرات. |
Orada 150 insanı köleleştiren bir uyuşturucu baronu ile karşılaştık. | Open Subtitles | بينما كنا هناك، صادفنا مروج مخدّرات الذي إستعبد 150 شخص |
Başka mahalleden bir uyuşturucu satıcısı... Cehennem Mutfağı'na eroin sokmuştu. | Open Subtitles | تاجر مخدرات من المدينة يحرك الهيرويين داخل مطبخ الجحيم |
Altın Üçgen'den gelme bir uyuşturucu satıcısına ait izin veri tabanında bulunması ihtimali ne kadar? | Open Subtitles | ما هي فرصة وجود تاجر مخدرات من المثلث الذهبي يقبع في سجل البصمات الجنائية ؟ فرصة جيدة |
Onu bir uyuşturucu satıcısından kurtardın, sonra biri onu havaya uçurmaya kalktı. | Open Subtitles | أنت بالكاد أنقذتها من مروج مخدرات في حين أنّ هناك من حاول تفجيرها. |
Yani sen de bir uyuşturucu taciri için çalışıyorsun, Monty. | Open Subtitles | لذا تذكر، أنت تعمل لتاجر مخدرات أيضاً، مونتي |
Neden çaresiz bir uyuşturucu bağımlısı... anahtarları geri doktorun cebine koysun. | Open Subtitles | ولماذا يقوم مدمن يائس للمخدرات بإعادة المفاتيح لجيب الدكتور؟ |
Ve kendinizi aç bırakmak mutluluktan uçmanıza yol açabilir bir uyuşturucu bağımlısı ya da alkolik gibi. | Open Subtitles | ويمكن لتجويع أنفسنا أن يُشعرنا بالبهجة. كمدمن على المخدرات أو على الكحول. |
Kasabanın dışında yeni bir uyuşturucu laboratuvarı işlemeye başlamış. | Open Subtitles | تم إنشاء بضعة أماكن لتصنيع المخدرات في البلدة |
"khat" adında bir uyuşturucu çiğnerlerdi. | Open Subtitles | "يمضغون هذا المخدّر الذي يعرف بالـ " قات |
O yerel bir balıkçı ,bir uyuşturucu kaçakçısı yada herhangibiri olabilir. | Open Subtitles | يمكن إن يكون صيّاد محلي أو مهرب مخدرات,أو أي شخص |
Ne çeşit bir uyuşturucu olduğunu bilmem gerekiyor Kenny. | Open Subtitles | أريد أن أعرف أيّ نوع من المخدرات تعاطيتَ، كيني |
Ya da ona, önemli bir uyuşturucu kralını nasıl içeri tıktırdığını anlatırsın. | Open Subtitles | أو يمكنك أن تخبرها بأنك ساهمت بإسقاط تاجر مخدرات معروف |
Gördüğünüz üzere, şahidimiz avukat hanımın söylediği gibi psikiyatri tedavisi gören bir uyuşturucu bağımlısıdır. | Open Subtitles | كما ترون، الشاهد مدمن مخدرات يمر بعلاج نفسي، تماماً كما قالت المُحامية. |
Gerçek bir uyuşturucu kuryesi gibi konuştun hep bir çözüm yolu arayan. | Open Subtitles | إنك تتحدث وكأنك مهرّب مخدرات حقيقي. وكأنك دائماً تبحث عن طريق للهروب. |
Frida Bancroft bilinen bir uyuşturucu bağımlısıydı. | Open Subtitles | فريدا بانكروفت " كانت مدمنة " مخدرات سابقة |