Pasif-agresif bir yöntemle ilgi istiyordu ve ben de bunu ödüllendiremezdim. | Open Subtitles | إنه يسعى لجذب الإنتباه بطريقة عدوانيه ولم أرد مكافئته على ذلك |
Ve bu teknoloji sayesinde, torunlarının hayatının aktiv bir parçası olabilecekler, bugün mümkün olmayan bir yöntemle. | TED | و عن طريق هذه التقنية امكانية ان تكون مشارك فعال في حياة احفادك بطريقة غير ممكنة اليوم |
Ama eminim daha farklı bir yöntemle pek de aklınızda kalmayacak bir yöntemle. | TED | لكني اراهن أنها قدمت لكم بطريقة بحيث أنها لم تثبت في أذهانكم. |
Bu sorunu inanilmaz biçimde basit bir yöntemle çözebiliriz. | TED | يمكننا حل هذه المشكلة بطريقة سهلة للغاية. |
Hizmetin kırsal merkezlere de ulaşmasına olanak sağlıyor. ve biz uzmanlığı çok akıllıca bir yöntemle kullanabiliyoruz. | TED | تمد الفرص إلى المراكز الريفية ، و يمكننا توظيف الخبرة بطريقة ذكية جدا |
Yapmamız gereken şey ise insanların tüketmeyi çok sevdiği bu eti farklı bir yöntemle üretmek. | TED | وما علينا فعله هو إنتاج اللحوم التي يحبها الناس، ولكن علينا أن ننتجها بطريقة جديدة كليًا. |
Bu yüzden, bu sorunla uygulanabilir ve sürdürülebilir bir yöntemle mücadele etmemiz gerekti. | TED | لذا، توجب علينا التعامل بطريقة عملية جداً وإطار مستدام. |
Sektör Altı'dan Mesaj filmi, ...sigaraların cinsel cazibesini, sadece hareketli, çıplak ve çiftleşen Hollywood yıldızlarının yapabileceği bir yöntemle vurgulayacaktı. | Open Subtitles | الفلم، رسالة من قطاع ستة، يؤكد حاجة الجنس للسجائر بطريقة ما ذلك لمزج التعري، |
simdi sana bütün planimi anlatacagim sonra seni öldürmek için saçma ve asiri karmasik bir yöntem bulacagim sen de bir o kadar karmasik bir yöntemle kurtulacaksin. | Open Subtitles | الآن، سأخبرك بخطتي بالكامل وبعدها سآتي بطريقة مبتكرة لأقتلك بها وستجد فرصة مماثلة تمامًا للهروب من هذا المأزق |
Bu kaset çocukların ilgisini çeken bir yöntemle ağız temizliğini anlatıyor. | Open Subtitles | هذا الشريط يشرح نظافة الفم بطريقة مثيرة جداً للأطفال |
Başka bir yöntemle halledebiliriz. | Open Subtitles | أطلب فارجاس على الهاتف نستطيع أن ننهي الموضوع بطريقة معينة |
Vargas'ı ara. Başka bir yöntemle halledebiliriz. | Open Subtitles | أطلب فارجاس على الهاتف نستطيع أن ننهي الموضوع بطريقة معينة |
Kaybedenler, galip tarafın seçeceği bir yöntemle halk içinde küçük düşürülecek. | Open Subtitles | أجل، سيتم إهانة الخاسرين على الملأ بطريقة يختارها الفائز |
Hedefini insanlara kaza olduğunu düşündürecek bir yöntemle ortadan kaldır. | Open Subtitles | أزلْ هدفَكَ بطريقة تجعل العالم يعتقد بأنه حادث |
Biliyorum bana söylemek için ölüyorsun ama söylemeyeceksin çünkü senin şablonun acı verecek bir yöntemle yönlendiricilik bu da öfkenden kurtulamamana neden oluyor. | Open Subtitles | لكنكَ لن تفعل لأن نمطك بأن تكونَ متلاعباً بطريقة مؤذيه هذا يسمح لك بعدم إطلاق غضبك |
Neden Ahsoka, cinayeti çok bariz şekilde onun işlediğini gösterecek bir yöntemle Letta'yı öldürsün? | Open Subtitles | لماذا اسوكا تقتل ليتا بطريقة من الواضح انها تربط جريمة القتل اليها؟ |
Bizi koruyan ve onları memnun eden bir yöntemle sorunu çözdük. | Open Subtitles | لقد تعاملنا مع المشكلة بطريقة تحمينا وترضيهما |
Onlar başka hiçbir canlıda olmayan bir yöntemle ürerler. | Open Subtitles | لأنّهم يتكاثرون بطريقة ليس .لها مثيل بين باقي الفصائل |
Şimdi sana bütün planımı anlatacağım sonra seni öldürmek için saçma ve aşırı karmaşık bir yöntem bulacağım sen de bir o kadar karmaşık bir yöntemle kurtulacaksın. | Open Subtitles | الآن، سأخبرك بخطتي بالكامل وبعدها سآتي بطريقة مبتكرة لأقتلك بها وستجد فرصة مماثلة تمامًا للهروب من هذا المأزق |
bir yöntemle öğreniyorlar. | TED | ولكن يتعلمونها بطريقة اكثر متعة |