| Rose'u içinde ölümüne sıkıştırıyorsun. Ama gidecek bir yerim yok. | Open Subtitles | لكن ليس لدي مكان لأذهب إليه، فجلدي الأصلي قد مات |
| Oh, pazartesi günkü duruşmaya kadar gidecek bir yerim yok. | Open Subtitles | ليس لدي مكان لأذهب له حتى جلسة الإستماع يوم الإثنين |
| Benim kaçacak bir yerim yok. Burada tutsak olan benim. | Open Subtitles | ليس لدي مكان أهرب إليه أنا شخص هنا بإرادتي |
| Buraya geri döneceğimi hiç düşünmezdim ama artık gidecek başka bir yerim yok. | Open Subtitles | لم اعتقد أن سأعود إلى هنا ولكن الآن، ليس لدى مكان أخر لأذهب إليه |
| Umarım uğramamın sakıncası yoktur. Evden yeni çıktım ve gidecek başka bir yerim yok. | Open Subtitles | آمل ألا تمانع زيارتي، ليس لديّ مكان آخر أذهب إليه |
| Köpüklendim ve gidecek bir yerim yok. | Open Subtitles | أنا محاط بالرغوة و ليس هناك مكان أذهب إليه |
| Artık hiç değerleri yok. Gidecek başka bir yerim yok. | Open Subtitles | إنهم بلا قيمة، وليس لدي مكان آخر أذهب اليه |
| Benim kaçacak bir yerim yok. Burada tutsak olan benim. | Open Subtitles | ليس لدي مكان أهرب إليه أنا شخص هنا بإرادتي |
| Çünkü kardeşim benimle konuşmuyor karım beni aldattı, gidecek hiç bir yerim yok ve yüzüme kocaman bir dava çarpmak üzere. | Open Subtitles | لأن أخي لا يريد التحدث معي و زوجتي قد خانتني و ليس لدي مكان اذهب اليه و انا على وشك ان أخذ صفعة دعوى قضائية كبيرة |
| Gidecek bir yerim yok ve şu an yalnız olmak istemiyorum. | Open Subtitles | ليس لدي مكان أذهب إلبه و لا أرغب بالوحدة الآن |
| - Gidecek bir yerim yok. | Open Subtitles | - أنا أعلم، يا سيدي، ولكن ليس لدي مكان للذهاب. |
| - Betty, gidecek başka bir yerim yok. | Open Subtitles | لكن بيتي، ليس لدي مكان اخر لأذهب إليه |
| Gidecek bir yerim yok, ve babamdan korkuyorum. | Open Subtitles | ليس لدي مكان لأذهب إليه و أخشى والدي |
| Benim gidecek başka bir yerim yok. Lütfen. | Open Subtitles | ليس لدى مكان آخر للذهاب اليه, من فضلكِ |
| Dediğim gibi gidecek bir yerim yok. | Open Subtitles | كما قلت ليس لدى مكان لأذهب اليه |
| Hayır. Gidecek başka bir yerim yok. | Open Subtitles | كلا، ليس لديّ مكان آخر لأذهب إليه |
| - Kalacak bir yerim yok. | Open Subtitles | ليس لديّ مكان أذهب إليه لمَ؟ |
| Gidecek bir yerim yok. Kamyonetim bozuldu. | Open Subtitles | ليس هناك مكان لأذهب إليه، شاحنتي معطلة |
| Gidecek bir yerim yok nasılsa. | Open Subtitles | ليس هناك مكان آخر نذهب إليه |
| Artık hiç değerleri yok. Gidecek başka bir yerim yok. | Open Subtitles | إنهم بلا قيمة، وليس لدي مكان آخر أذهب اليه |
| Gidecek bir yerim yok. | Open Subtitles | ليس لي مكان أقصده |
| Lütfen gidecek başka bir yerim yok. | Open Subtitles | أرجوكما أن تسمحا لي بالبقاء هنا، ليس لي ملاذ آخر. |
| Gidecek bir yerim yok | Open Subtitles | وبعبارة أخرى، ليس لدي أي مكان أخر لأذهب إليه إذا طُردت من القسم أقسم بالله |
| Tüm şanslarımı denedim. Gidecek başka bir yerim yok | Open Subtitles | حاولت في كل مكان لم يبقى عندي مكان آخر للذهاب اليه |