ويكيبيديا

    "bir zamanda" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • في الوقت
        
    • في وقتٍ
        
    • فى وقت
        
    • أي وقت
        
    • هذا وقت
        
    • وقت غير
        
    • في زمن
        
    • في أوقات
        
    • في وقت ما
        
    • اي وقت
        
    • أى وقت
        
    • في وقت عصيب
        
    • في اوقات
        
    • فى الوقت
        
    • فى وقتٍ
        
    Buna karşı gelmeleri bizim belirlediğimiz bir zamanda başlayacak askeri çatışma ile sonlanacaktır. Open Subtitles وإن رفضوا فعلها ستكون النتيجة هي المعركة العسكرية ستبدأ في الوقت الذي نختاره
    Yanlış bir zamanda, bir çocuğun babasına ihtiyacı olduğuna karar vermeyeceksin değil mi? O baba terörist bile olsa. Open Subtitles لن تقرر في الوقت الخطأ أن طفلاً ما يحق أن يكون له أب، حتى لو كان ذلك الأب إرهابيًا؟
    Bana güven. Böyle bir zamanda aileni etrafında isteyeceksin. Open Subtitles ثقي بي، سترغبين بوجود عائلة بجواركِ في وقتٍ مثل هذا
    Sanırım çok kavga ettik, ama böyle bir zamanda işi kaybetmek... Open Subtitles أعتقد اننا تشاجرنا كثيراً و لكن فقدان وظيفة فى وقت كهذا
    Belirli bir zamanda, ülkede bulunan insan sayısı belirli olduğuna göre, belki bireysel etkimizin daha hafif olacağı bir yerde yaşamayı seçebiliriz. TED وهناك الكثير من الناس في هذا البلد في أي وقت من الأوقات، ويمكننا أن نختارالعيش في مكان ربما سيكون أثرنا عليه أخف.
    Kötü bir zamanda mı geldim? Çok üzgünüm. Düzeltmek için elimden geleni yapacağım. Open Subtitles هل هذا وقت سئ؟ أنا آسف جداً سوف أفعل أي شئ لأصحح الأمور
    Başka bir yerde başka bir zamanda belki tek başına kalabilirsin. Open Subtitles فى وقت غير هذا ومكان غير هذا كان من المحتمل أن ننسجم سويا
    Şayet farklı bir zamanda doğsaydınız saygı değer biri olurdunuz. Ciddiyim. Open Subtitles لو كنت وُلدت في زمن آخر لأخذت مكانك الحق، أعني هذا
    Lütfen ikincil buluşma yerine ilerleyin ve sizinle orada uygun bir zamanda buluşalım. Open Subtitles من فضلك اذهب الى موقع التسليم الثاني. وسألقاك في الوقت المناسب. ليلة سعيدة.
    Size uygun bir zamanda arayın demiştim ama onu boş verin. Open Subtitles أعلم أني قلت أن تتصلي في الوقت المناسب لكن انسي هذا
    Artık bağlı bir çağda yaşıyoruz, herhangi birinin, herhangi bir zamanda, gerçek zamanda elimizdeki küçük cihazla yerini tespit edebileceğimiz bir zaman. TED نحن نعيش الآن في عصر الاتصال حيث يمكننا تحديد مكان أي شخص، في أي وقت، في الوقت الحقيقي، من جهاز صغير في أيدينا.
    Ve yakın bir zamanda görmeyi de beklemiyorum. Open Subtitles لكني لم أرى إبني منذ أكثر من شهر و لا أتوقع رؤيته في وقتٍ قريب
    Ekonominin durgun oldugu bir zamanda 5 yildizli bir akil hastanesi isletiyorsun. Open Subtitles إنّكَ تدير مصحة فئة خمسة نجوم في وقتٍ ملبدٍ بالركود الإقتصاديّ.
    Böyle bir zamanda elinde kâğıtlarla koşturup duruyorsun. Open Subtitles تجرى هنا وهناك لتأتى بأوراق موقعة . فى وقت مثل هذا
    General, müsait bir zamanda bu konu ile ilgilenilecek, inanın bana. Open Subtitles جنرال سأهتم بهذا الأمر صدقنى و لكن فى وقت جيد
    Herhangi bir kişi, herhangi bir zamanda, herhangi bir yerde nasıl olabiliyor? Open Subtitles كيف يمكن لأي شخص أن يتواجد في أي مكان و أي وقت
    Herhangi bir zamanda, dünyada 1500 kadar uzaylı olacak. Open Subtitles في أي وقت مضى, يوجد حوالي 1500 دخيل على الكوكب.
    bir zamanda yolculuk filmi. Seveceğini düşünüyorum. Open Subtitles هذا وقت السفر عبر الزمن أعتقد بأنك ستحبه
    O, yanlış bir zamanda yanlış yakada doğdu. Open Subtitles لقد ولد في وقت غير مناسب على الجانب الخاطيء من النهر
    Başka bir dünyada, başka bir zamanda olsaydık beni sevebilir miydin? Open Subtitles ، في عالم آخر في زمن آخر هل كنت لتحبني ؟
    Çok yazık, çünkü hasetle dolu bir zamanda yaşıyoruz. TED الأمر يثير الشفقة، لأنّنا نعيش في أوقات الغيرة.
    Herhangi bir zamanda da geçebilirdi ama günümüzde yapıldı ve bizim hakkımızdaydı. Open Subtitles يجب ان تحدث في وقت ما لكنها صنعتَ الآن، و هي عنـا
    Archie tadilatın şimdi ile asla arasında bir zamanda gerçi asla demedi, ama konuşmamız yarım kaldı. Open Subtitles حسنا,اخبار رائعه,ارتشي يعتقد ان اعادة التصميم قد ينتهي اي وقت بين
    Herhangi bir zamanda herhangi bir yerde oluşun neyi değiştirdi ya da birşeyi değiştirdi mi? Open Subtitles ما الفرق أن تكون هناك فى أى وقت لعمل أى شيء أو لو أحدثت أى اختلاف على الاطلاق فى الواقع
    Ero-sennin neden böyle bir zamanda orataya çıktı? Open Subtitles لماذا يأتي الناسك المنحرف في وقت عصيب كهذا
    Bunun üzerine sen nasıl bir gazeteyi idare etmenin getirdiği sorumlulukları üstlenme kararını verdin? Özellikle karmaşa dolu böyle bir zamanda. TED فكيف استطعت ان تمسكي بزمام الامور وتتولي المسؤوليات المتعلقة بادارة تلك الصحيفة خاصة في اوقات عصيبة مثل اوقات الصراع الحالي ؟
    Nazilere karşı, herkesin onlara boyun eğmeye razı olduğu bir zamanda manevî olarak liderlik etmiş olarak. Open Subtitles وكدولة قدمت نموذجاً لقيادة ذات مبادئ فى وجه النازيين فى الوقت الذى كان فيه الجميع عداها يمد يد الصداقة إلى النازيين
    Dürüst olmak gerekirse, ben bu teklif daha iyi bir zamanda gelemezdi. Open Subtitles لكى أكون أميناً، إنّى... حسناً، لم تكُن لتأتى فى وقتٍ أفضل

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد