Bu görüşmeleri yapmak biraz cesaret istiyor. | TED | الأمر يحتاج إلى بعض الشجاعة لإجراء هذه الحوارات. |
Bende onun için bu şarkıyı yazdım ki, ona işindeki stres ve baskı ile boğuşurken biraz cesaret verebileyim. | TED | فقادني ذلك لكتابة هذه الأغنية لها فقط. فقط لمنحها بعض الشجاعة بينما تتعامل مع الإجهاد والضغط في العمل. |
Beni kat be kat aşsa da, biraz cesaret gösterip bildiğim en iyi numarayı çekmeye karar verdim. | Open Subtitles | بالرغم من أنها أرادت الخروج من المنظمة، قررت أن أظهر بعض الشجاعة وألقي بأسلس ضربة عرفتها. |
Peki, hanginiz bana biraz cesaret gösterecek? | Open Subtitles | حسناً، من منكم سيريني بعض الشجاعة إذاًَ؟ |
biraz cesaret almak için ölüyor. | Open Subtitles | وهو يحتضر لبعض التشجيع. |
Bende biraz cesaret toplamak için Arby'e gitmeyi düşündüm. | Open Subtitles | اعتقدت بأكلي من مطعم اربيز قد احصل على بعض الشجاعة |
Belki sana biraz cesaret verir diyecektim. | Open Subtitles | كان سيعطيك بعض الشجاعة, هذا ماكنت سأقوله. |
Ben, aynı öbür adam gibi güçsüzlükle, biraz cesaret biraz da iyilik karışımı biriyim. | Open Subtitles | أنا مثل أى انسان ملئ بالخوف ... مع بعض الشجاعة |
Sonrasında bende sarı göbekli yak sesini yarattım. Tek ihtiyacım biraz cesaret. Cesaret, size söylüyorum. | Open Subtitles | وبعدها صنعت صوت ثور التبت الجبان "كل ما أريده هو بعض الشجاعة" |
biraz cesaret göstermenin vakti gelmişti. | Open Subtitles | حان الوقت لأظهر بعض الشجاعة |
Sana biraz cesaret verir. | Open Subtitles | سوف تُعطيك بعض الشجاعة |
Bana da biraz cesaret iyi gelirdi. | Open Subtitles | قد أحتاج بعض الشجاعة الآن |
Evet, biraz cesaret gerektiriyor, Michael. | Open Subtitles | أجل, هذا يتطلب بعض الشجاعة يا (مايكل) |
Ben bir kalp istiyorum Ve bende biraz cesaret. | Open Subtitles | -أريد قلب . -أريد بعض الشجاعة . |
biraz cesaret lazımdı sana sadece. | Open Subtitles | أنت فقط إحتجتَ لبعض التشجيع |