Ve bunu hayatatı boyunca konserve sığır etinden adil bir pay tüketmiş biri olarak söylüyorum. | TED | وأنا أقول هذا كرجل قد أكل نصيباً وافراً من اللحوم المحفوظة خلال حياتي. |
Pazarlama ve Satışta çalıştım ve bilgili biri olarak, dolu biri olarak, eğitimli biri olarak. | TED | وعملت كرجل تسويق، وكرجل مبيعات وكرجل معرفة، وفي ادارة المحتوى، وفي التدريب |
Peki bu mesafede, leydilerimden biri olarak bana olan görevlerini nasıl etkileyecek? | Open Subtitles | وهذه المسافة، قصيرة كما هي ماذا عن مهامك لي، كواحدة من سيداتي؟ |
Diyet de bağırsaklarımızın sağlığını etkileyen figürlerden biri olarak beliriyor. | TED | ويظهر الغذاء أيضًا كواحد من المؤثرات الأساسية على صحة الأمعاء. |
Öyle büyük bir kazadan sonra, vazgeçmeyen insanlardan biri olarak. | Open Subtitles | كأحد هؤلاء الأشخاص اللذين تابعوا المسيرة حتي بعد الحادث الرهيب |
Sana daha önce borç vermiş biri olarak, biraz endişelendim. | Open Subtitles | كشخص أقرضك نقودا في الماضي، كنت قلقا إلى حد ما |
Özel hayatını seven biri olarak, başkalarının işine çok karışıyorsun. | Open Subtitles | بالنسبة لشخص يريد الخصوصية فأنت تتدخل كثيراً في سؤون الآخرين |
Eşim olacak kişi beni her zaman saygınlığı olan biri olarak gördü. | Open Subtitles | زوجتى المستقبلية دائماً تعتبرنى كرجل ذو كرامة |
Akli dengesi yerinde biri olarak üzerine gidip, son noktayı koyamadım. | Open Subtitles | لمواجهته كرجل بالغ وعاقل، والتوصل لنهاية |
Bak, bütün yolları ve saklanacak delikleri bilen biri olarak beni Majesteleriyle görüştür. | Open Subtitles | أسمع، ضعني بقرب صاحب السمو كرجل يعرف المناطق الجبلية و الوعرة. |
Öyle bir bahçeniz oluyor ki geçen sene New York'un en iyi 10 gizli bahçesinden biri olarak seçiliyor. | TED | تحصل على حديقة تم التصويت لها كواحدة من أفضل 10 حدائق سرية في نيويورك العام الماضي. |
Orada gerçekten odaklanmıştın geçtiğin düzine insandan biri olarak söylüyorum bunu. | Open Subtitles | لقد ركزت جيداً هناك أتحدث كواحدة من العشرات التي سبقتهم |
Galadaki aptallar beni kendilerinden biri olarak kabul ettikten sonra saçlarını kesersin. | Open Subtitles | قصّه بعدما يتقبلني هؤلاء الأغبياء في الأحتفال كواحدة منهم |
Kuzey Amerika'nın önde gelen klinikçilerinden biri olarak tanındı. | Open Subtitles | فقد تم الإعتراف به كواحد من أفضل أطباء أمريكا الشمالية. |
Benim dedektiflerimden biri olarak çalışabilirsin. | Open Subtitles | كما تعلمني , بإمكانك المجئ و العمل عندي بشكل دائم كواحد من المحققين |
ÇİN SEDDİ, İNSANLIĞIN EN DAYANIKLI HARİKALARINDAN BİRİ OLARAK YÜZYILLARCA AYAKTA KALDI. | Open Subtitles | اعتبرَ سور الصين العظيم لقرونٍ كأحد عجائب الدنيا رسوخاً من صنع البشر |
Birkaç ay önce fizik dalındaki Nobel ödülü bugüne kadarki en önemli astronomik gözlemlerden biri olarak nitelendirilen bir buluş için iki astronom ekibine verilmişti | TED | منذ شهور قليلة تم منح جائزة نوبل في الفيزياء الى فريقين من علماء الفلك عن كشف تم الاشادة به كأحد أهم الاكشافات الفلكية على الاطلاق |
Cerrahi stajyer öğrenci olarak yazma ve araştırma ile başladım, herhangi bir şeyde uzman olmasına daha uzun yolları olan biri olarak. | TED | كانت بداياتي في الكتابة والبحث كمتدرب جرّاح، كشخص كنت بعيداً عن أن أكون محترفًا في أي شيء |
Disleksik biri olarak, aynı zamanda çok garip durumlarla da karşılaşırsın. | TED | و بالنسبة لشخص لديه صعوبة فى التعلم, فإنك تتعرض أيضا لمواقف غريبة. |
Özel hayatına düşkün biri olarak, çenesini kapamayı beceremiyor. | Open Subtitles | بالنسبة لرجل يحب الخصوصية لايبدو أنه يحتفط بالأسرار |
Doğru. Ve o kadar hayat kaybı için kendini sorumlu tutacak kadar empatisi olan biri olarak mahvolmuş durumda, Tanrı'nın onu cezalandırdığıyla falan ilgili saçma sapan şeyler söylüyor- | Open Subtitles | صحيح، وشخص بهذا الكمّ من التعاطف عندما يكون مسئولاً عن هذا الكمّ من الخسائر في الحيوات، فإنها مُحطَّمة |
Eğer ten rengimden ötesine bakamayıp beni sadece çantanı çalan biri olarak göremezsen... | Open Subtitles | إن كنتِ ترينني كشخصٍ ذي عرقٍ مختلف متناسيةً بأنني رجلٌ جاء ليسرق حقيبتك |
Hayır, bu dünyayı senin anlayamadığın şekilde anlayabilen biri olarak seninle konuşma sorumluluğum olduğu için geldim. | Open Subtitles | لا، أنا هنا لأن لدي مسؤولية للتحدث إليك بصفتك شخص يفهم هذا العالم بطريقة لا تريدها .. |
Kurucu ailelerden biri olarak sizlere bu kötü haberleri vermeyi bir görev biliyorum. - O bir Gilbert mı? | Open Subtitles | كفرد من عائلة مؤسسة ، أجد أنّ من واجبي أبلاغكم بهذهِ الأخبار المؤسفة. |
Şimdi inanmıyor olabilirsin ama ben iyi biri olarak görülürdüm. | Open Subtitles | ربّما لا تصدّقان هذا الآن، لكنّي اُعتبرت رجل صالح... |
Kendimi kimsenin kariyerine engel olmasına izin vermeyen o kadınlardan biri olarak görmüştüm hep | Open Subtitles | اتعرفي .. انا دائماً افكر بنفسي كواحده من اولائك النساء المستقلات اللواتي لا يدعون شاب ابداً يلهيهم عن عملهم |
Tek yabancı dile sahip olan Amerikali biri olarak, açıkcası bu ifadenin ne anlama geldiğini bilmiyorum. | TED | وكوني أمريكي يتحدث لغة واحدة، من الواضح أني لا أعرف ماتعنيه العبارة. |
Şimdi, çok da fazla şaşırmadım. Bu, tiyatro ile uğraşan biri olarak tüm hayatım boyunca sürekli karşılaştığım bir tavır. | TED | الآن، لم أندهش حقيقةً، لأن هذا تصرف أراه باستمرار في حياتي كلها بصفتي مخرجة بالمسرح. |