Öğrencilerinden birinin babası arazöz işi yapıyormuş. | Open Subtitles | والد أحد طلابه لديه شيء يجب أن يعمله برشاشات المياه هل يمكنني التكلم معه للحظة بالتأكيد |
Öğrencilerinden birinin babası arazöz işi yapıyormuş. | Open Subtitles | والد أحد طلابه لديه شيء يجب أن يعمله برشاشات المياه |
Yapamam! Öğrencilerimden birinin babası. | Open Subtitles | لا يمكنني، إنه حظي العاثر إنه والد أحد تلاميذي، كم مرة سأخبرك بهذا؟ |
Dün gece bir adam, kaçırılan çocuklardan birinin babası tarafından işkenceye uğradı. | Open Subtitles | الليلة الماضية عذب رجل من قبل أحد الأهالي |
Çocuklardan birinin babası. | Open Subtitles | وهو أحد الأهالي |
Onlar birinin babası, ve onlar bir esir değişimi yapmak istiyorum. | Open Subtitles | لديهم والدُ أحدٍ منهم ويرغبون بإقامةِ مبادلة أسرى |
Birinin kocası, birinin babası. | Open Subtitles | زوج أحدهم ، والد أحدهم |
O adam her kimse birinin babası ve şu an elinde bir plastik patlayıcıyla dışarıda bir yerlerde. | Open Subtitles | بغض النظر عن من يكون إنه والد أحد الأولاد وهو في الخارج الآن وبحوزته نصف مكعب من المتفجرات البلاستيكية |
Efsane şöyle devam ediyor, o yıl kamptaki çocuklardan birinin babası Columbia Records'tan bir yetenek avcısıymış. | Open Subtitles | تقول الأسطورة أن والد أحد الأولاد في المخيم تلك السنة كان رجل توزيع في شركة تسجيلات. |
Belki onlardan birinin babası gelir. | Open Subtitles | ربما سيكون والد أحد منهم هناك. |
Çocuklarından birinin babası mı yoksa? | Open Subtitles | هل هو والد أحد أبنائك؟ |
Okuldaki çocuklardan birinin babası. | Open Subtitles | نعم ، إنه والد أحد الطلبة |
Takip ettiğimiz adam rehinelerden birinin babası çıktı. | Open Subtitles | الرجل الذي تبعناه إلى ذلك القصر كان والد أحد الأولاد (كوربان بينت) |
Çocuklardan birinin babası. | Open Subtitles | إنه أحد الأهالي |
Çocuklardan birinin babası. | Open Subtitles | وهو أحد الأهالي |
Belki 'em birinin babası olduğunu. | Open Subtitles | أنَّه والدُ أحدٍ منهم |
O zaman ona sakin olmasını ve birinin babası gibi davranmaması gerektiğini söyle. | Open Subtitles | والد أحدهم - أنا والدها - |