İçeride, karbon ve oksijen atomları birleşmek üzeredirler ve bu da kötü haberdir. | Open Subtitles | في الداخل، توشك ذرّات الكربون والأوكسجين أن تندمج معًا وهذه أنباء سيّئة |
Diane bizimle birleşmek istiyor. | Open Subtitles | تريد دايان أن تندمج معنا |
- birleşmek istiyor. | Open Subtitles | يريد دمج الجنسين * اي بتوظيف الرجال والنساء * |
- birleşmek istiyor. | Open Subtitles | يريد دمج الجنسين * اي بتوظيف الرجال والنساء * |
"Tüm güç birleşmeli, birleşmek zorunda." | Open Subtitles | إنّه يجب أن تتّحد القوى التي يمكنها التّوحّد |
Elementlerin birleşmek istemesi fizik kanunlarından biridir. | Open Subtitles | "إنّه قانون فيزيائيّ أن تريد العناصر أن تتّحد" |
Ama, karar vermeden önce, sizinle birleşmek isteyen ortak yaşam ile biraz zaman geçirmenizi önerebilir miyim? | Open Subtitles | لكن ، قبل أن تتخذ قرارك ، هل أقترح أن تتعرف على السيمبيوت الذى يرغب فى الإندماج معك ؟ |
birleşmek istemeyebilirsiniz işin dışında kalmak istiyorsanız tabii. | Open Subtitles | ، قد لا تودون الإندماج لكن إذا لم تفعلوا ذلك ، فسوف تنتهي أعمالكم |
- birleşmek mi istiyorsun? | Open Subtitles | أتريدُ بأن تندمج معي؟ |
Bizi Gorban ile birleşmek için kullanmaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | (كنت تحاول إستغلالنا لكي تندمج (جوربان. |
Benile birleşmek istiyorsun. | Open Subtitles | أوه، أوه، أوه. هل تريد دمج معي. |
Sweeney'nin şirketi başka bir şirket ile birleşmek üzereyken şu olana bak. | Open Subtitles | ـ (سويني) ـ كان على حافة إجراء عملية دمج مع شركةٍ أخرى عندما حدث ذلك |
Elementlerin birleşmek istemesi fizik kanunlarından biridir. | Open Subtitles | "إنّه قانون فيزيائيّ أن تريد العناصر أن تتّحد" |
Bu mantıklı değil. birleşmek için bize onlar geldiler. | Open Subtitles | ذلك غير معقول هم أتوا إلينا لأجل الإندماج. |
birleşmek tek çözüm. | Open Subtitles | الإندماج هو الطريقة الوحيدة للمضي قدما |