Tek bir şey, öğrendiğim depresyon ve anksiyete sebeplerini birleştiriyor. | TED | وهناك أمر واحد يجمع بين كثير من مسببات الاكتئاب والقلق التي تعرفت عليها؛ |
...ve sanki o zevk anında, bu doğa çocuğu, özgürlüğünü kaybetme düşüncesini atlatmak için, iki nimeti birleştiriyor gibi oluyor: | Open Subtitles | كما لو أن طفل الطبيعة هذا ينشد ان يجمع ونعم العيش الحر الذي فقده |
Radar ve kızılötesi detektörleri uçakta bulunan bir düşünce kontrollü cephaneyle birleştiriyor. | Open Subtitles | إنه يجمع ما بين رادار ومعدات للإستشعار بالأشعة تحت الحمراء مع ترسانة ذكية موجهة على متن طائرة |
iPhone'unuz donanım ile yazılımı birleştiriyor. | TED | فهو يدمج الأجزاء الصلبة بالبرمجيات. |
Rivera, radikal İslamcılar'la güçlerini birleştiriyor. | Open Subtitles | ان "ريفيرا" يدمج قواته مع اصوليين اسلاميين |
Bizi ayıran her neyse bu küçük unsur hepimizi birleştiriyor. | Open Subtitles | مهما كان ما يفرقنا، فذلك الأمر يوحدنا |
Öğeleri birleştiriyor ve kurbanları gerçekten incitmek istediği kadın haline getiriyor. | Open Subtitles | انه يجمع بين العناصر يحول العاهرات الى ما يريد ان يؤذيها بحق |
Küçük dal parçalarını birleştiriyor | Open Subtitles | بينما يجمع قطعه قش بين الاغصان |
Parçaları birleştiriyor ama senin peşinde Tony, benim değil. | Open Subtitles | إنه يجمع كل يوم لكنك من يلاحقه ليس أنا |
Fit, küçük sınıf aile arabasının verimliliğiyle hayattaki engelleri aşabilen çok yönlülüğünü birleştiriyor. | Open Subtitles | يجمع فعالية السيارة الصغيره "Fit" موديل و تعدد الجوانب لتحمل ما ترميه الحياة بإتجاهك |
Parçaları birleştiriyor olabilir. | Open Subtitles | أم أنّه يجمع قطع الأحجية |
Ekibim şu anda bunları birleştiriyor. | Open Subtitles | فريقي بدأ يجمع الأدلة الآن |
İki tutkumu birleştiriyor; | Open Subtitles | يجمع عواطفي: |
Aile tapınaklarını birleştiriyor. | Open Subtitles | . إنه يدمج شواهد العائلتين |
WH: Tamamen yüzde 50-50 olan -- yani %50 Demokrat %50 Cumhuriyetçi olan -- benimki bir bölgeyi taramak bana göre açıkça bizi ayırmaktan çok bizi birleştiriyor. | TED | و.هـ: في مقاطعة مثل دائرتي، والتي هي بالفعل 50-50، 50% ديموقراطيين، و50% جمهوريين، كان ذلك واضحًا جليًا لي بأن ذلك يوحدنا أكثر بكثير من كونه يفرقنا. |
Acısı bizi birleştiriyor. | Open Subtitles | ألمها يوحدنا |