Benim birliğimde değildi. Tanımadığım bir adamla yemek fikri yeterince tuhaf geliyor zaten. | Open Subtitles | حسناً,لم يكن في وحدتي,فقط أشعر بغرابة لجلب شخص لم أعلن عنه,تعلمين؟ |
Benim birliğimde bana, 'Çeyreklik Vermez' derlerdi. | Open Subtitles | في وحدتي العسكرية , كانوا يسموني بالظهير الرباعي |
birliğimde bir piyano var, aslına bakarsanız cephedeki siperde çok iyi konserler verdik. | Open Subtitles | -كان هناك ألة (بيانو) في وحدتي كانت في الخندق ، في الخط الأمامي في الواقع -وقد كنا نغني الكثير من الأغاني. |
Tikrit'teki birliğimde de aynı cinsten kullanıyorduk. | Open Subtitles | -استخدمنا نفس الفصيلة في وحدتي في (تكريت ). |
Burada, birliğimde, kafeste. | Open Subtitles | هنا ، وفي وحدتي ، وفي القفص |