Ama diyelim ki, tek yaptığımız demokrasinin karmaşadan ibaret olmadığını, halkın birliğinde çok büyük, gizli bir güç olduğunu dünyaya göstermekti... | Open Subtitles | لكن لنفترض أن كل ما فعلناه هو أننا أظهرنا للعالم أن الديمقراطية ليست فوضى أن هناك قوة خفية عظيمة في إتحاد الشعب؟ |
Bilmiyorum, öğrenci birliğinde bulaşık yıkarken para içinde yüzmüyorum. | Open Subtitles | لا أعرف، فأنا لا أجني الكثير في غسل الصحون في إتحاد الطلاب |
Hapiste 5 yıl ya da bir savaş birliğinde servis yapmak. | Open Subtitles | خمسة أعوام أخرى في السجن أو الخدمة في وحدة عسكرية نشطة. |
Tom'un birliğinde 7 kişi vardı ve hepsi de onun yaptığını söyledi. | Open Subtitles | 7رجال في وحدة توم كلهم قالوا بأنّه قام بها. |
Tekneden yaka paça atılarak, buraya gönderildi. birliğinde kalmak istemişti. | Open Subtitles | -انه يريد البقاء مع وحدته |
birliğinde kalmak istemişti. | Open Subtitles | -انه يريد البقاء مع وحدته |
Kilosu bir lağamcı olmasına yetmeyeceği için de topçu birliğinde olduğu kanısına vardık. | Open Subtitles | ووزنه ضد ان يكون مهندس عسكرى. هو فى سلاح المدفعية. |
Öğrenci birliğinde satılıyor. | Open Subtitles | إتحاد الطلاب يَبِيعُهم. |
İçkisini bile saklayamayan bir çocuk muıharebe birliğinde mi gönüllü olacak yani? | Open Subtitles | صبي لا يُمكنه حتى التحكم في شربه يتطوّع الآن للخدمة في وحدة قتالية؟ |
Muharabe birliğinde diye iyi olmayacağı anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | فقط كونه في وحدة قتالية لا يعني أنّه لن يكون على ما يرام. |
Ranger birliğinde T.J.'in tim komutanıymış. | Open Subtitles | كان في وحدة حرس (تي جي جاكسون) كان ضابط القياده |
Paraşütçü birliğinde teğmen olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قالت انك كنت ملازم فى سلاح المظلات |