Tam olarak ikinci el kitap satan dükkanda birlikteyken dedim sonra kitabı gördüm ve aldım. | Open Subtitles | لقد قلتُ هذا.. لمّا كنّا بمحلّ الكتب المُستعملة معًا حين رأيتُ الإصدار الأوّل، ومن ثمّ اشتريتُه. |
İki farklı şeyi biraraya getirmek, birlikteyken seviyorum. | Open Subtitles | هذه الأعمال بالنسبة لي عمل شيئين أحبهما معًا |
birlikteyken, çok rahat ve anlaşıldığımı hissediyorum. | Open Subtitles | عندما نكون معاً أشعر بالراحة وأشعر أني متفمة |
Seninle birlikteyken her şey daha normal ve daha parlak. | Open Subtitles | كل شيء عادي يبدو أكبر وأكثر إشراقاً عندما أكون برفقتك |
Biz birlikteyken onunla sikiştin ve bunun için senden nefret ediyorum amına koyayım. | Open Subtitles | لقد كنّا سويًا وقمت بمضاجعتها وانا حقًا أكرهك بسبب فعلتك هذه |
Ben - ben bunu Bette ve ben hala birlikteyken yaptım. | Open Subtitles | -كيف حدث هذا؟ -لقد قمت بذلك عندما كنا أنا و(بيت) مازلنا على علاقة |
birlikteyken bana baktığı tek an şarkı söylerken. | Open Subtitles | المرة الوحيدة التي ينظر إلي فيها حين نكون معًا هي عندما نغني |
Biz birlikteyken evlenmekten bahsetmezdi hiç. | Open Subtitles | أتذكّر عندما كُنّا معًا أنّها قالت أنّها لا تريد الزواج أبدًا |
Jerry ve ben hala birlikteyken biraz para yapmam gerek. | Open Subtitles | أحتاج لكسب بعض المال بينما (جيري) وأنا ما نزال معًا. |
Benim hakkında nasıl düşündüğü hakkında bir fikrim yok çünkü birlikteyken, tamamıyla yanımda oluyor. | Open Subtitles | انا لا اعرف ابداً ما هو في الحقيقة شعوره نحوي لإننا عندما نكون معاً يكون لطيفاً جداً ومهتماً كثيراً |
Bazen seninle birlikteyken, gözümü kırpıyorum ve birdenbire her şey kontrolden çıkıyor. | Open Subtitles | احياناً عندما نكون معاً يكون الأمر وكأنني ارمش وفجأة الأمور تصبح خارجة عن السيطرة |
Annenle yaşadığın ve ben de sürekli çalıştığım için birlikteyken eğlenceli şeyler yapmamızı istersin diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | حسبت لأنك تعيش بمنزل والدتك، ولأننا نعمل طوال الوقت، فعندما نكون معاً تريد فعل أشياء ممتعة |
Burada Tanrı ile birlikteyken kılıcımla olduğumdan çok daha mutlu hissediyorum. | Open Subtitles | أشعر بالراحلة عندما أكون مع الإله أكثر مما أكون مع سيفي |
Özel hayatımda, dostlarımla birlikteyken. | Open Subtitles | لكني أرتدي هكذا عندما أكون وحيدًا , مع أصدقائي |
Ve seninle birlikteyken insanların ne düşündüğü benim de umurumda olmuyor. | Open Subtitles | و عندما أكون معك نوعا ما تجعلينى غير مهتم بما سيعتقد الناس |
Hayatta kalma şansımız birlikteyken ayrı olduğumuzdan daha fazla. | Open Subtitles | لدينا فرصة أفضل للنجاة بالبقاء سويًا من عندما نتفرق |
Bak. Stefan ile birlikteyken Damon ile aranızda geçen her şeyi bilmek istiyorum. | Open Subtitles | انظري، أريد أن أسمع بكلّ مواقفك مع (دايمُن) بينما كنت على علاقة بـ (ستيفان). |
Biriyle birlikteyken jimnastik hareketlerinin bir önemi yoktur. | Open Subtitles | عندما تكون مع شخص ما فإن الأمور البدنية ليست هي المهمة |
birlikteyken fazla tehlikeliydik. | Open Subtitles | لقد كنا نشكل خطراً جدياً حينما كنا معاً. |
O vahşilerle birlikteyken teğmeni vurduğun söylentileri doğru mu gerçekten? | Open Subtitles | هل صحيح ما يقولونه؟ إنّك اطلقت النار على الملازم بينما كنت تعيش بين المتوحشين؟ |
birlikteyken bizim adımız Akrep. | Open Subtitles | ونُشكّل معاً فريق (سكوربيون = العقرب). |
Sevdiğimiz dostlarımızla birlikteyken bizi neşelendirirler. | Open Subtitles | عندما نكون مع أصدقائنا ترتفع حالتنا المعنوية و نضحك أكثر |
Ama birlikteyken onlarla sık sık görüşürdük. | Open Subtitles | لكن عندما كنا سوياً , نحن الأربعة نجتمع كثيرًا |
Hala birlikteyken mi yoksa Nick seni benden aldıktan sonra mı? | Open Subtitles | .. هل حدث هذا عندما كنا سويةً ، أو حدث هذا بعدما أخذكِ "نيك" مني؟ |