Yani, benim ilk bilimsel işim ölü bitkileri saatlerce durmaksızın kağıtlara yapıştırmaktı. | TED | لذا كانت أول وظيفة علمية لي لصق النباتات الميتة، على الورق لساعات. |
Bu bitkileri deneyerek şansımızı iyice zorlamak istemiyorum. Yardıma ihtiyacımız var. | Open Subtitles | لن نخاطر مرة أخرى بهذه النباتات يجب أن نحصل على المساعدة |
Oksijen alan tüm bitkileri saptayıp onları bu şekilde yerleştirmeliyiz. | Open Subtitles | علينا أن نميز الأوكسجين لجمع النباتات ودمجها في هذا التجمع |
Bölgedeki bambu bitkileri, birkaç on yılda bir defa büyük miktarlarda meyve üretiyor. | TED | تُنتج نباتات الخيزران المحليّة كميّات كبيرة من الفواكه مرّة واحدة كل بضعة عقود. |
Güneş, planktonların büyümesini sağlayacak olan mikroskobik bitkileri harekete geçiriyor. | Open Subtitles | تواصل الشمس تزويد نموّ النباتات المجهريّة التي تصنع ازدهار العوالق |
O zaman sadece küçük bitkileri önümden çek böylece bunu oraya sürükleyebilirim. | Open Subtitles | فقط حركي النباتات الصغيرة عن الطريق. حتى يمكننيّ أن أضع هذه هناك. |
Benimde bir projem vardı yaşlıların hayatına bitkileri hayvanları ve çocukları sokabilmek. | Open Subtitles | كنت مهتمًا بهذه الفكرة بأن أجلب النباتات والحيوانات والأطفال إلى كبار السن |
Fakat anlaşılan kara bitkileri soluduğumuz oksijenin sadece çeyreğini üretiyor. | TED | ولكن اتضح أن النباتات على اليابسة تُنشيء فقط رُبع الأكسجين الذي نتنفسه. |
Ormanın gelişimini tetikleyen çürüme döngüleri var. Dahası ayaklarınızın altında resmen çevrenizeki bütün bitkileri birbirine bağlayan mantar ağları var. | TED | هناك فترات من الاضمحلال تقود نمو الغابات، وهناك شبكات من الفطر تحت قدميك والتي تربط حرفيًا جميع النباتات حولك. |
Bu çok az miktardaki biyo kütle nasıl oluyor da yeryüzündeki tüm bitkileri üretiyor? | TED | كيف لهذه الكمية من الكتل الحيوية الصغيرة أن تنتج بقدر كل النباتات على الأرض؟ |
Kaplumbağaların zayıf görme duyuları olduğu bilinir, bu yüzden de tanıyamadıkları bitkileri yemekten kaçınırlar. | TED | وتعرف السلاحف بضعف بصرها، وبالتالي، فإنها تميل لتجنب النباتات التي لا تتعرف عليها. |
İnsanların yerel bitkileri nasıl kullandığını belgelemek için yağmur ormanlarında çalışan bir bilim insanıyım. | TED | وظيفته العمل في الغابات المطرية لتوثيق طرق استخدام النباتات من قبل البشر. |
Bizden çok farklı değiller, bitkileri bağırsak parazitlerini tedavi etmekte kullanıyorlar. | TED | ليسوا بمختلفين عنا كثيرا. يستطيعون إستعمال النباتات لمعالجة الطفيليات التي تصيب أمعاءهم |
Ya bu bitkileri kendi ilaçları olarak kullanabiliyorlarsa? | TED | ماذا لو أنهم يستعملون هذه النباتات كدواءهم الخاص؟ |
bitkileri hastalıklara ve strese karşı dayanıklı yapan genler üzerinde çalışıyorum. | TED | لقد درست المورثات التي تجعل النباتات مقاومة للمرض وقادرة على إحتمال الإجهاد. |
Bazıları bitkileri değiştirmeyi onaylayacak fakat hayvanlardakini onaylamayacak. | TED | و البعض قد يختار تغيير النباتات ولكن ليس الحيوانات |
Kimliğini belirledikten sonra arama izni çıkarttık ve dairesinde zehirli bitkileri bulduk. | Open Subtitles | بعد أن حددنا هويتها، حصلنا على مذكرة لتفتيش شقتها ووجدنا نباتات الشوكران |
II. Dünya Savaşından sonra, çiftliklerdeki yabani bitkileri öldürmek için bitki öldürücüler kullanmaya başladık. | TED | وبعد الحرب العالمية الثانية، بدأنا باستخدام مبيدات الأعشاب للقضاء على الأعشاب الضارة في حقولنا. |
bitkileri yetiştirmek için ultraviyole ışını kullanırdı. Evet. | Open Subtitles | أجل لديها مصابيح أشعة فوق بنفسجية لتنمو النبات المخدر |
Mosa Mosa Dansı var olan tüm bitkileri kontrol edebilir. | Open Subtitles | رقصة موسى موسى تتحكم .فى أى نبات موجود هنا |
Yeni bitkileri farkêtmeyeceğini mi sanıyorsun? | Open Subtitles | الا تعتقد انها سوف تعرف الزرع الجديد |
Apandis, bir zamanlar atalarımızın bağırsak sistemlerinin bitkileri sindirmek için kullandığı bir parçası olabilir. | TED | الزائدة الدودية، من ناحية أخرى، لربما كانت مرةً جزءًا من الجهاز المعوي الذي استخدمه أسلافنا في هضم المواد النباتية. |
Neyse unut bunu Orman bitkileri umrumda değil ve ayrıca seninde umrunda olduğunu sanmıyorum | Open Subtitles | و لا اعتقد انك مهتمة بنباتات الغابة انت ايضا فجأة. |
Elindeki hediyenin değerini bilmiyorsun ve bitkileri de anlamıyorsun. | Open Subtitles | أنت لا تفهم الهدية التي أُعطيت لك وأنت لا تفهم النبتات |
Şimdilerde ise Frankenstein bakterilerle bitkileri karıştırıyorlar. | Open Subtitles | في الوقت الحاضر، بكتيريتهم الفرانكنشتانيه بالنباتات |
Dağlardaki tüm otları ve bitkileri inceledim. O yüzden genelde kötü şeylerin tadını ayırt edebilirim. | Open Subtitles | لقد تربّيت على معاينة كلّ أعشاب البَرِيّة، لذا غدوت أشعر بفساد أيّ شيء حال فساده. |
Abby çok bilgiliymiş. Sanırım bitkileri yüksek kalitelidir. | Open Subtitles | كانت ملمة جدّاً بالأمر، لذا أتصور أنّ نباتاتها كانت ذات جودة عالية. |