Yaşamlarını halka açık yaşama seçimi yapmış yepyeni bir nesil insanların seslerini yayınlayan bloglar ve sosyal ağlarla apaçık ortada. | TED | إنها الشفافية مع المدونات والشبكات الاجتماعية تبث شائعات جيل جديد كامل من الناس الذين لديهم الخيار لعيش حياتهم على الملأ. |
Ortaya çıkan bloglar, yazılan el kitapçıkları oldu. | TED | فانتشرت المدونات ، و كتبت بعض الكتيبات. |
Bilirsiniz işte bloglar korkutucudur. Bu sizin gördüğünüz. | TED | تعلمون، المدونات مرعبة. هذا ماترونه غالبا. |
Şu anda yaptığı tek şey bu ve bloglar sayesinde mümkün olabildi. | TED | هذا هو كل مايفعله الآن، وهو الشيء الذي جعلته المدونات ممكنا. |
Kimileri bloglar yazdı, kimileri kınadı, kimileri ise protestolara katıldı. | TED | البعض كتب مدونات و البعض تجاهل القصة و البعض انضم لاحتجاجات. |
Beni ilgilendiren bloglar bunlar: sadece hikayeler anlatan insanlar. | TED | هذه المدونات التي تستهويني: أناس يحكون حكايات وحسب. |
Fakat bence bloglar sadece bir evrim, ve işte şimdi buradayız. | TED | لكنني أعتقد أن المدونات هي تطور، لكل ماوصلنا له اليوم. |
Clay Shirky'in çok ilginç bir yazısı vardı ...yaklaşık 2 ay önce dikkatlerin çoğu ondaydı, ...bu aslında bağlantıların dağılımıdır ...web de bütün bu çeşitli farklı bloglar için. | TED | الآن هناك مقال شيّق جداً كتبه كلاي شيركي الذي أسترعى الكثير من الإنتباه قبل شهر، وهو في الأساس حول توزيع الروابط على الويب الى كل هذه المدونات المتعددة المختلفة. |
- bloglar ve chat odaları bizim bittiğimizi söylüyor, sizler bizi yerimizden edecekmişsiniz. | Open Subtitles | المدونات و غرف الشات تقول أننا انتهينا و لهذا يا رفاق أنتم أصبحتم جاهزين للأطاحة بنا |
Zoe Barnes, Twitter, bloglar, gelişmiş medya, bunlar işin yüzeysel kısmı. | Open Subtitles | زوي بارنز ، تويتر ، المدونات إثراء وسائل الإعلام كلها أمور سطحية. |
Bir yıl kadar önce kazımalı piyango oyunlarının kusurları hakkında bloglar yazmıştın. | Open Subtitles | قبل سنة بقليل كنت قد بدات سلسلة من المدونات تعرض فيها عيوب بعض بطاقات اليانصيب |
Her neyse, bu gibi özel hikayeler. Yani, politika, medya veya dedikodu hakkında bloglar okuyorsunuz. Oralarda bir yerlerdeler, fakat beni asıl ilgilendiren | TED | في كل الأحوال. إنه مثل هذا النوع من القصص الشخصية. تعلمون، تقرأون مدونات عن السياسة، عن الإعلام، والإشاعات وكل هذه الأشياء. كل هذه المدونات موجودة، لكنه مايغلب عليه الطابع الشخصي |
Vay. bloglar işletmenizi değiştirecek. | TED | وااو. المدونات ستقوم بتغيير أعمالك. |
Böylece, bloglar medyanın yorumcu bir alanı olmaktan daha kritik bir görev üstlendi, şiddetin nerede olduğunu anlatma görevi. | TED | وبهذا تحولت المدونات من كونها تعليق كجزء من المشهد الإعلامي إلى أن أصبحت جزء حيوي من المشهد الإعلامي في محاولة لفهم أين كان العنف. |
Sadece bilesin diye söylüyorum, bütün bloglar heyecan içinde. | Open Subtitles | لكن فقط لتعلمون المدونات كلها تغرد |
Pekala, bloglar. | TED | إذن، المدونات. |
Ya da blogcu Burma rahiplerini ele alalım, bu bloglar dünyaya ülkelerindeki baskı rejimini anlatana kadar kimsenin hiçbir şeyden haberi yoktu, ki insanların hayatlarını kaybetmesi, ve Aung San Suu Kyi'deki insanlara yapılan zulüm, ki birçoğu vicdani suçludur, dinlenilmesi gereken olaylardır. | TED | أو خذ بورما و الرهبان الذين يدونون، الدولة التي لم يعرف أي شخص عنها حتى تلك المدونات أخبرت العالم أن هناك قمع، ما يعني أن هناك أرواح تُزهق والناس يُعدموا وآنغ سان سوو كيو، الذي هو أحد أعظم سجناء الرأي العام في العالم، يجب الإستماع إليه. |
Ne oldu? - Tüm bloglar bizden | Open Subtitles | -تعرفين، المدونات الإلكترونية تدعونا |
Ben bloglar hakkında hiçbir şey bilmiyorum. | Open Subtitles | -لا أفقه شيئاً عن المدونات . -لست ملزماً بذلك . |
Fakat haberleri okuma ve medyayı tüketme alışkanlıklarımızı değiştiren bloglar da var ve bunlar harika örneklerdir. | TED | ولكن هناك مدونات تغير الطريقة التي نقرأ فيها الأخبار ونستوعب فيها الإعلام، وهذه هي أمثلة رائعة. |
Çok zayıf olduğumu söyleyen isimsiz bloglar var. | Open Subtitles | ثمة مدونات مجهولة المصدر تقول أنني نحيفة جداً |