boş zamanımı harcayacağım kişiyi seçme konusunda çok titizimdir. | Open Subtitles | لذا أختار بتمعن الشخص الذي أقرر قضاء أوقات فراغي معه. |
Bazı açılardan öyle, sonuçta boş zamanımı seninle geçirebiliyorum. | Open Subtitles | طالما يتركني ذلك أحبك في أوقات فراغي |
Bütün boş zamanımı gazeteye adamamın sebebi bu. | Open Subtitles | لذلك كرست طيلة أوقات فراغي للصحيفة |
Bütün boş zamanımı kendi tasarımım için harcıyordum. | Open Subtitles | أمضيت كلّ وقت فراغي على عمل تصميم خاص بى |
Bütün boş zamanımı kendi tasarımım için harcıyordum. | Open Subtitles | أمضيت كلّ وقت فراغي على عمل تصميم خاص بى |
Sanırım boş zamanımı salak el egzersizleri yaparak geçirebilirim! | Open Subtitles | يمكنني أن أقضي وقت فراغي في تدريبات غبية لليد |
Ben de aynı şekilde, çünkü biliyorsunuz boş zamanımı onlarla geçiriyordum. | Open Subtitles | اوه انا كذلك لإنه تعرفان ان تلك القصة اخذت الكثير من وقت فراغي |
boş zamanımı kesinlikle bu şekilde geçirmek istemiyordum. | Open Subtitles | هذا ليس بالتحديد ما أردت أن أقضي وقت فراغي |
boş zamanımı sarhoş, orta yaşlı, boşanmış bir kadınla geçirmekten daha kötü bir şey düşünemiyorum. | Open Subtitles | أنا بصراحة لا أستطيع التفكير في أي شيء أسوأ من قضاء وقت فراغي مع في حالة سكر، في منتصف العمر، مطلقة. |