Ona göre, Nemerov bu yükselişini askeriyeye borçlu değil. | Open Subtitles | في رأيه، نيميروف لا يدين بصعوده للرئاسة إلى الجيش |
Anubis Düzen Efendileri'ne hiçbir şey borçlu değil. | Open Subtitles | أنوبيس لا يدين بشيء لحكام النظام |
Dedektif Crews'un bana hiç bir şey borçlu değil. | Open Subtitles | المحقق كروز لا يدين لي بأي شيء |
Ve kimseye de borçlu değil misin? | Open Subtitles | وأنت لا تدين لهم بشيء؟ |
Bana hiçbir şey borçlu değil. | Open Subtitles | إنها لا تدين لي بشيئ. |
Sana hiçbir şey borçlu değil, tamam mı? | Open Subtitles | فهيّ لا تدين لكَ بشيء؟ |
Bu adam boşandığı için borçlu değil. | Open Subtitles | ذلك الرجل لا يدين بالمال لأنه مطلق |
Hashem bize hiçbir şey borçlu değil. | Open Subtitles | لا يدين لنا الربّ بشيء. |
Ona hiçbir şey borçlu değil. | Open Subtitles | إنه لا يدين له بشيء |
Bana hiçbir şey borçlu değil. | Open Subtitles | .لذلك فانه لا يدين لي بشىء |
Bize hiçbir şey borçlu değil. | Open Subtitles | لذا فإنّه لا يدين لنا بشيءٍ. |
Hayır, bana hiçbir şey borçlu değil. | Open Subtitles | لا,انه لا يدين لي بشيء |
Hashem, bize bir cevap borçlu değil, Larry. | Open Subtitles | لا يدين لنا الربّ بالجواب يا (لاري). |
borçlu değil. | Open Subtitles | ولكنها لا تدين لك شئ |
Çünkü o bana borçlu değil, sen öylesin. | Open Subtitles | لأنه لا تدين لي, وانت تدين |
- Kesinlikle bize açıklama borçlu değil. | Open Subtitles | -ومن المؤكد أنّها لا تدين لنا بتفسير . |
Çünkü o bana borçlu değil, sen öylesin. | Open Subtitles | -لأنها لا تدين لي، على غرارك |