Pekala. Ama bovling salonundaki gibi bir olay daha olursa | Open Subtitles | حسناً ، حادث واحد فقط مِثل التي في صالة البولينغ |
bovling erkeklerin tek başına yapamadıkları iki şeyden biri olduğu için seni çağırdım. | Open Subtitles | لقد دعوتُكَ لأن البولينغ ليست واحدةً من الشيئين الذين يمكن القيام بهما وحيداً |
Öyle, hem de bovling salonunda çalışan sıradan bir kızsan şayet. | Open Subtitles | انه كذلك إن كنت انت مجرد فتاة تعمل فى ممشي البولينغ |
Hey, bu ucubeler çok hoş şeyler yapıyor. Barbekü, saman vagonu gezintisi, bovling. | Open Subtitles | هؤلاء الغريبين يفعلون أشياء رائعة كثير طبخ في الخارج، جولات على العربات، بولينغ |
Aptal şakalardan birini kendimin yapmadığı bir bovling oyunu oynamadım. | Open Subtitles | لم أذهب للعب البولينج دون أن أحكي قصة أو ألقي نكته |
Hayır ama bir randevum var, bovling salonunda bir oğlanla. | Open Subtitles | لا و لكن لدي موعد في صالة البولنغ مع شاب |
Biraz daha para lazımdı, ben de bir bovling salonunda gece vardiyasına başladım. | Open Subtitles | احتجنا إلى مالاً أكثر قليلا اذا, أممم, إخترت مناوبة ليلية في صالة بولينج |
Evet... arkadaşınızın boğazı deşilirken kendisi şehrin öbür tarafında bovling salonundaydı . | Open Subtitles | نعم لكنه كان في ممشى البولينغ على الجانب الآخر للبلدة بينما شخص ما يقطع رقبة صديقتك |
bovling salonuna onu üzmek için giitim. Veya Onu. | Open Subtitles | لذا ذهبت إلى قاعة البولينغ لكيّ أراه ، أو أراها |
Seni aradım çünkü sana bovling salonundaki dolabımın şifresini vermek istiyorum. | Open Subtitles | اتصلت عليك لأعطيك الرقم السري لخِزانتي في صالة البولينغ |
Güzel bovling salonunun balonu tek arkadaşım sensin. | Open Subtitles | بالون صالة البولينغ اللطيف، أنت صديقي الوحيد |
Evet, şey... bovling kukasının düşmesini seyretmek gibisi yoktur ha? | Open Subtitles | حسناً .. لاشيء يضاهي مشاهدة قوارير البولينغ وهي تتساقط ، هاه ؟ |
Ama sen dışarıdasın muhtemelen ve dünyayı kurtarıyorsun. Veya bu gece bovling gecen. | Open Subtitles | لكنك بالخارج, من المحتمل انك تحاول إنقاذ العالم او انها ليلة البولينغ الخاصة بك |
bovling ve filmden sonra yapılabilecek üçüncü şey bu. | Open Subtitles | إنها ثالث خيار تذهب إليه بعد البولينغ والسينما |
Kendi topunu alman gerek. Kendime top alacak kadar bovling oynamıyorum. | Open Subtitles | عليك أن تشتري كرتك الخاصة لكنّي لن أشتري كرة لأني لا أمارس البولينغ كثيراً |
- Bunun bir saklambaç olduğunu. bovling pistinde ne saklarsın ki? | Open Subtitles | أنها كانت لعبة غمّيضة، لكن ماذا عساه يخبّيء في صالة ''بولينغ''؟ |
Bilemiyorum, kendine ait bovling topun vardır belki. | Open Subtitles | لا أدري، ربما لديك كرتك الخاصة أنا ليس لدي كرة بولينغ |
Pekala, bovling topu yere çarpınca arabaya koşacağız. | Open Subtitles | حسناً ، بعد سقوط كرة البولينج نسرع للسيارة |
Amerika'nın favori boş zaman geçirme sistemini uygularken girmişti. bovling oynadıktan son bizim en favori zaman geçirme sistemimizi uyguluyorduk --- hırsızlık. | Open Subtitles | بينما كنا نستمتع بتسلية أميركا المفضّلة وبعد لعب البولنغ كنا نستمتع بتسليتنا المفضّلة، السرقة |
En iyi arkadaşlarımı devirecek bir bovling topu olarak kullanılmayacağım. | Open Subtitles | ولن يتم استخدامي ككرة بولينج للإطاحة بأعز صديقاتي |
Onunla bovling salonunda tanıştık. Kiralık dairesi olduğunu söyledi. | Open Subtitles | في الحقيقة انا قابلته في ممر البولنج الاسبوع الماضي واخبرني ان لديه شقق للايجار |
Hatta ona bovling salonunda bir iş bile buldum. | Open Subtitles | حتى أنني حصلت له على وظيفة في صالة للبولينغ |
Biri de benim bovling kupamı kırmıştı. | Open Subtitles | شخص ما كسر كأس بولنغ صديقي ذات مرة كذلك |
Yaklaşık 50 yıldır yapılan geleneksel bovling karşılaşması. | Open Subtitles | مبارياتنا السنوية للبولينج تعود الى ما يقارب 50 عاما بولينغ تبدو انفعالية كثيرا |
Yıllık çim bovling turnuvam var ve Hector'dan başkası çimleri biçerse, oyunu kaybederim. | Open Subtitles | سأقيم بطولة بولنج على عشبي وإذا جز عشبي أي شخص آخر غير هيكتور فإني سأخسر اللعبة |
Kim elçiliğin bovling pistini görmek ister? | Open Subtitles | من يريد ان يرى صالة البولنق الخاصة بالسفارة? |
Beraber yapabileceğimiz bir şey; mesela bovling. | Open Subtitles | حسنا، شيء .. شيء يمكننا عمله سويا، كالبولينغ. |