İlginç bir biçimde komik peruk ve yüz boyası da görmüyorum. | Open Subtitles | ومن الغريب أنني لا أرى شعراً مستعاراً أو طلاء على وجهكِ |
Korkunç boyası olan pis kulübeyi hatırlıyor musun? | Open Subtitles | هل تتذكرين ذلك الكوخ الوسخ ، كان مطليا بأسوء طلاء ، أليس كذلك؟ |
Kadın o eve yeni taşındı. Daha boyası kurumamış, telefonu da yok. | Open Subtitles | انه واحد من المنازل الجديدة الطلاء لم يجف , وبدون هواتف حتى الآن |
Evet, yani, ah, boyası hep dökülmüştü... ve hatırladığım kadarıyla, ah- bu şeyin içinde uyumayı seviyorlardı... etrafa işeyip, pislemedikleri zamanlarda. | Open Subtitles | أجل ، أه ، حسنا ، الطلاء كان قد زال وأنا نوعا ما تذكرت أنهم يحبون النوم في هذا الشيء |
- Aslında bina boyası değil, iç kısım için. | Open Subtitles | -أنه ليس دهان منزل خارجي ، أنه دهانُ داخلي -كل شئ سيكون على ما يرام |
Yapma, birisi senin yiyeceğine saç boyası mı katacak, bunu anlarsın. | Open Subtitles | بربكم, أن يضع أحدهم صبغ الشعر في الطعام, ألن تتذوق ذلك؟ |
Bak. Bu bir çeşit vücut boyası, kuruduğunda ikinci bir deri gibi sertleşiyor. | Open Subtitles | انظر.انة نوع من طلاء الجسم يلتصقبالطبقةالثانيةمنالجلدعندما يجف. |
Boya parçasındaki alüminyum ve melamin, onun araba boyası olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | الألمنيوم والميلامين في طلاء اللون الرئيسي تشير لأنها طلاء سيارة |
15 saniye, giremezseniz trenin boyası haline gelirsiniz. | Open Subtitles | 15ثانية، إمّا تنجحت أَو سيكون طلاء سيارتك على القطارِ. |
boyası olup olmadığını bilmiyorsun değil mi? | Open Subtitles | ألا تعرف فيما إذا كان لديه طلاء مخفي للعيوب |
Mavi test boyası kan izleriyle aynı şekilde sıçramıyor. | Open Subtitles | طلاء إختبارِ أزرقِ لا يُخطّطُ فوق بالرشّةِ المعروفةِ الحمراءِ. |
boyası hemen hemen hiç kuru değil. | Open Subtitles | إن الطلاء بالكاد جاف إنه ليس سهل جدا دائما |
Hayır, hayır. Bastırmadan, dairesel hareketlerle evlat. boyası senelerce bozulmaz böylece. | Open Subtitles | لا، لا، بحركة دائريّة ناعمة يا بنيّ، وسيدوم الطلاء أعواماً |
Eğer sağlam temelin yoksa binanın boyası kurumadan, temel taşı çökecektir. | Open Subtitles | إذا لم تمتلك شركة قوية ، قبل أن يجف الطلاء على البناية سينهار أساسها |
Bu lateks boyası ve sadece göstermelik. | Open Subtitles | يم يم انه دهان المطاط وانه للعرض فقط |
Samantha’nın sesi konsantre kırmızı meyve boyası örneği gibiydi. Pembe bir ses elde etmek için onu vekilinin kayıtlarıyla aşılayabilirdik. Aynen böyle. | TED | صوت سامانثا يشبه عينة مركزة من صبغ الطعام الأحمر الذي يمكننا أن نبثه في تسجيلات بديلها للحصول على صوت وردي كهذا. |
Trınak boyası, elmas parçaları... belki tecavüzden önce kadın kendine pedikür manikür yaptı. | Open Subtitles | بشرة ؟ ملمع أظافر , قطع ألماس ربما كانت تقوم بطلاء أيدي وأرجل قبل الإعتداء |
- Ayakkabı boyası istedin. | Open Subtitles | انت طلبت مني ورنيش أحذية في حاوية معدنيه.. |
İyi iş çıkardın, evlat. Bu ayakkabı boyası için. | Open Subtitles | لقد أحسنت صنعاً يا صبي هذا أجر تلميع الحذاء |
Evlat, ucuz saç boyası ihtiyar herif gibidir, bilmiyor musun? | Open Subtitles | صغيرتي، ألا تعلمين أنّ صبغات الشعر مثل الرجال المسنين؟ |
Aslında elbisenin çifte boyası güllerin kokusunu-- | Open Subtitles | حقيقة , اعادة الصبغ ادى الى إخفاء رائحة العطر |
- Paraya konulan güvenlik boyası. | Open Subtitles | إنّه الصبغة الأمنية التي وضعوها مع المال |
Tartarazin bazlı yeşil gıda boyası içermeyen gıdalar tüket belli ki vücudunda buna karşı aşırı duyarlılık var. | Open Subtitles | من المستبعد ان تحتوي على صباغ أخضر أساسه التارتازين و الذي على ما يبدو انك لا تستطيع ان تتحمله |
Bu aslında mısır nişastası, kırmızı gıda boyası ve çikolata şurubu bir karışımı. | Open Subtitles | في الواقع إنه خليط من نشاء الذرة، ملون طعام أحمر، و صلصة شوكولاتة |
Bir keresinde, kızımı okula gitmemek için burnunu gıda boyası ile boyarken yakalamıştım. | Open Subtitles | أنا مرة اشتعلت ابنة بلدي تزوير الأنف الدموي مع تلوين الطعام للخروج من اختبار الإملاء. |
Ardından duvar boyası haline gelinceye kadar çiğnenecekler. | Open Subtitles | ثم يُسحق حتى يصبح دهاناً للجدران |
Yumurta akı, şeker, tereyağı, süt, gıda boyası. | Open Subtitles | بياض البيض سكر زبدة حليب .. ملونات غذائية |