Ama bir süre ortalıkta görünmemem, Bu şehirden uzaklaşmam gerek. | Open Subtitles | لكن أنظري , علي الأختباء لبعض الوقت والخروج من المدينة |
15 dakika sonra Bu şehirden korkunç bir intikam alacağım! Kimse kurtulamayacak! Hiç kimse! | Open Subtitles | بعد 15 دقيقة من الآن ، سأنتقم من المدينة بأكملها لن أتغاضى عن أحد ، لا أحد |
Bu şehirden gitmeni. Bu gezegenden gitmeni. | Open Subtitles | أريدك خارج من المدينة أريدك خارج هذا الكوكب |
Umarım yanılıyorumdur ama Bu şehirden bıkmışsınız gibi bir izlenime kapıldım. | Open Subtitles | آمل أن أكون مخطئًا لكنهم يظنون أنّكِ سئمتِ من هذه المدينة. |
Geçen hafta Bu şehirden ayrılıp ait olduğum yere dönmek için sabırsızlanıyordum. | Open Subtitles | ولم اطق الانتظار للخروج من هذه المدينة والعودة الى حيث انتمى |
bu alanı yönetmek istiyorsanız kesinlikle Bu şehirden yönetmelisiniz. | Open Subtitles | إذا كنت تريد أن تحكم تلك المنطقة فالواضح أن عليك أن تحكمها من تلك المدينة |
Eğer birilerine savaştan söz edecek olursanız Bu şehirden atılacaksınız. | Open Subtitles | إذا ذكرتم الحرب لأي أحد ، سنطردكم من المدينة |
Bu şehirden ne kadar uzaklaşırsak o kadar hayrımıza. | Open Subtitles | كلما عجلنا بالخروج من المدينة كلما تحسن وضعنا |
Bu şehirden gitmenizi istiyorum sen ve mezarı boylayan arkadaşlarının. | Open Subtitles | .. أرغب أن أخرجك من المدينة . أنت و أصدقاءك الآخرون |
Tek biri bile Bu şehirden çıkmamalı. | Open Subtitles | يجب ألا نسمح لأيٍ من تلك المخلوقات بالهرب من المدينة |
O zaman bir çanta topla ve onu Bu şehirden götür. | Open Subtitles | إذا عليك ان تحزم اغراضها وتخرجها من المدينة |
Her şey bittiğinde de zamanında yapmam gereken şeyi yapacağım. Seni Bu şehirden götüreceğim. | Open Subtitles | وحين ينتهي هذا، فسأفعل ما تعيّن عليّ وأخرجك من المدينة. |
Bu şehirden kaçmalıyız. Meksika. Meksika'ya gitmeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن نخرج من هذه المدينة المكسيك , يجب أن نذهب إلى المكسيك ؟ |
Bu şehirden bir süre uzaklaşmalıyım. Gazı kökleme zamanı. | Open Subtitles | يجب أن أخرج من هذه المدينة لفترة، حان وقت الإسراع |
Bu işi unut, ben Bu şehirden ayrılıyorum. | Open Subtitles | إذا انسي هذه الوظيفة سأرحل من هذه المدينة |
Yoksa ömrün boyunca bir daha Bu şehirden zırnık koklayamazsın. | Open Subtitles | لأنك لو رفصت فلن تحصل على فلسٍ واحد من هذه المدينة لباقي حياتك |
Sürekli Bu şehirden gitmek istediğimi söylediğimi biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعلم بأنني دائماً أتحدث عن الخروج من هذه المدينة. |
Neyse artık. Bu şehirden bir parçanın orada olmasını istedim. | Open Subtitles | لكن لا يهم، أريد قطعة من هذه المدينة أن تكون هناك. |
Ve şimdi de Bu şehirden geçiyorum ve birden bu boktan durumdayım. | Open Subtitles | والآن، بينما أسير عبر تلك المدينة ...وأبدو هكذا |
Bu şehirden ayrılmak için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا أطيق الإنتظار حتـّى أخرج ! من تلك المدينة |
Beni Bu şehirden çıkartın. Bütün kadınlar çok güzel. | Open Subtitles | ، أخرجنى من هذه البلدة كل النساء جميلات |
Bu şehirden gidip bütün dünyayı göreceğim. | Open Subtitles | "سأترك هذه البلدة الصغيرة ورائي وسأشاهد العالم" |