Polis onu götürdü. Bir gelirse diye, bu adresi bıraktılar. | Open Subtitles | وأخذته الشرطة وتركوا هذا العنوان فى حالة إذا أتى أحد |
Kız kardeşin sana mektup yazabilsin diye onlara bu adresi verdim. | Open Subtitles | لقد أعطيتهم هذا العنوان,بالتأكيد حتى يتثنى لأُختِك أن تُرسِل لكِ الخطابات |
bu adresi her verişimde şaşırırlar. | Open Subtitles | دائماً ما يفاجأون حين أعطيهم هذا العنوان |
Bir gelirse diye, bu adresi bıraktılar. | Open Subtitles | وتركوا لنا هذا العنوان في حال سأل عند أحد |
10 yıla bakınca, bize bu adresi vermesi tuhaf. | Open Subtitles | ستسجن عشر سنوات إذا كان ذلك العنوان خاطيء |
Sadece bu adresi bulabildim. Sunset Kulübü. Suçlayıcı bir şey bulamadım. | Open Subtitles | كل ما اٍستطيع إيجاده هو هذا العنوان نادى غروب الشمس، لا يزال ليس هناك شيء مجرم |
Şerifin ofisini arayın ama, onlara bu adresi vermeyin. | Open Subtitles | تستطيعين الاتصال بمركز إدارة الشرطة لا تعطيهم هذا العنوان فقط |
Bana bu adresi verdiler Bay Dzikiewicz görmem için | Open Subtitles | أعطونى هذا العنوان أنا أبحث عن مستر دكويسكى |
Bence sen onlara bu adresi vermedin. | Open Subtitles | تعرفين, لا أصدق هذا الهراء لقد أعطيتيهم هذا العنوان |
Şirket, bu adresi verdi. Lütfen, Ivana ve benim dönmene ihtiyacımız var. | Open Subtitles | أعطتني الوكالة هذا العنوان من فضلكِ ، "آيفانا" ، أريدكِ أن تعودي |
Salona kaydolduğunda bu adresi yazmış. | Open Subtitles | لكنه سجل هذا العنوان حين وقع البطاقة في الصالة. |
Salona kaydolduğunda bu adresi yazmış. | Open Subtitles | لكنه سجل هذا العنوان حين وقع البطاقة في الصالة. |
Ama vefat ettikten sonra vasiyet infaz memurundan bu adresi aldım. | Open Subtitles | ولكن بعدما مات، حصلت على هذا العنوان من مُنفذ وصيته |
Sizi rahatsız etmek istemem ama, üç seferdir buradan geçiyorum bu adresi bir türlü bulamadım. | Open Subtitles | أكره أن أزعجك, لكن ذهبت الى نحو ثلاث مرات و أنا فقط لا يمكنني أن أعثر على هذا العنوان |
Size bu adresi vermiş olamaz... | Open Subtitles | حسناً، لا يمكنه أنه قد أعطاك هذا العنوان |
Benim dışımda, bir tek kişi, bu adresi biliyordu. | Open Subtitles | فقط شخص واحد غيري يعرف هذا العنوان |
Bana bu adresi verdiler ama... | Open Subtitles | لقد تم إعطائي هذا العنوان, لكن.. |
Ne? Sen bu adresi zaten bana vermiştin. | Open Subtitles | كنت قد أعطيتنى ، هذا العنوان بالفعل |
Muhtemelen bu adresi sadece posta için kullanıyor. | Open Subtitles | غالبا انه يستعمل هذا العنوان للبريد |
bu adresi binlerce kişiye verdim. ve tıraş olmuş kuku görecek. | Open Subtitles | أعطيت ذلك العنوان لآلاف الناس وفي 4 إبريل ، سيزور الجميع موقع ناستي غال دوت كوم ويشاهد مفاتن النساء |
bu adresi fuar organizatörlerinden aldık. | Open Subtitles | حصلنا على هذه العناوين من منظمي المعاهدة |
UberEat'in bu adresi bulabileceğinden pek emin değilim. | Open Subtitles | وأستبعد أن شركة توصيل (أوبر إيت) بوسعها الوصول لهذا العنوان. |