Baal'ın lo'taur'ını, kişisel kölesini, bu bilgilerin çoğuna erişmek için kullanmış. | Open Subtitles | لقد إستخدم عبد بال الشخصي ليصل الى الكثير من هذه المعلومات |
bu bilgilerin tamamının zaruri söylenmesi gerekir. Çince bunları görmezden gelmeme müsaade etmez. | TED | كلّ هذه المعلومات ضروريّة. اللّغة الصينيّة لا تسمح لي بتجاهلها. |
Yapabileğiniz şudur, imleci harita üzerinde bir yere konumlarsınız çünkü bu bilgilerin çoğu üçboyutlu. | TED | ومن ثم ما يمكنك القيام به هو وضع ذلك في الفضاء، لأن الكثير من هذه المعلومات مكانية. |
Ancak ne yazık ki, bu bilgilerin hiç birini sivil otoritelere açıklayamayız. | Open Subtitles | من المؤسف , لايمكننا نشر شيء من هذه المعلومات لأي من السلطات المدنية |
Biz de dedik ki, bakın yayınlamamızı istediğiniz bu bilgilerin yanlış olduğunu gösteren araştırmamızı size gösterelim. | Open Subtitles | بأن لدينا ذلك الذي يبين أن هذه المعلومات تريد منا أن نبثها هل هذا صحيحا. والتي رد عليها. |
tabiki senin çevirilerin olmadan bu bilgilerin önemi çok az ironik ama doğru ? | Open Subtitles | طبعاً هذه المعلومات لاقيمة لها بدون ترجمتكِ للطاولة هذا يدعو للسخرية , أليس كذلك ؟ |
bu bilgilerin senin pis ellerine geçmemesini isteyen bir müşterim var diyelim. | Open Subtitles | دعنا نقول فقط إنه لديّ عميل الذي لن يوفقه شيء حتى يتأكد إنه لاشيء من هذه المعلومات يصل إلى الخرق القذرة أتباعك. |
- Maalesef bu bilgilerin hiçbirini kullanamayacağız çünkü sen arabaya izinsiz girdin ve bilgisayardan yasadışı yollarla aldın. | Open Subtitles | أتعلم، للأسف لا يمكننا أن ،نستعمل أي من هذه المعلومات ،لأننا إقتحمنا السيارة |
bu bilgilerin doğru olduğunu bilemezsiniz. | Open Subtitles | أنت لا تعلم مدى صحة أياً من هذه المعلومات |
bu bilgilerin Polis Merkezi dışına çıkmasına izin vermeyin. | Open Subtitles | لا تدع هذه المعلومات يتسرب من هذه المحطة. |
Tüm bu bilgilerin, soruşturmama etki etmesini söylüyor gibisin ki bu doğru olamaz, çünkü bu çizgiyi aşamayacak kadar uzun süredir tanıyoruz birbirimizi. | Open Subtitles | هذا يبدو وكأنك توحي أن جميع هذه المعلومات تؤثر في تحقيقاتي بطريقة او بأخرى و التي قد تكون صحيحة |
Ayrıca bu bilgilerin çoğunun Internet'te olduğunu da biliyorum, ama eski araştırma alışkanlıkları kuçukken de edinilebilir. | Open Subtitles | و أدركت أن معظم هذه المعلومات على الأرجح موجودة في الإنترنت، لكن لا يزال الوقت مبكرا لتعلم طرق البحث القديمة. |
Web sitelerine girdiğimde, ana sayfalarında bu bilgilerin hiçbirinin yer almadığını gördüğümde şoke olmuştum. | Open Subtitles | حين ذهبتُ إلى موقعهم الإلكتروني، صُدمْت لعدم رؤية أيًا من هذه المعلومات معروضة على صفحتهم الرئيسية. |
Ayrıca IUCN gibi Deniz hayatı nufüs grubuyla birlikte bir takım olabildik ve orda çalışan pek çok bilim adamı bu bilgilerin büyük bir kısmını kanun koyucular için çevirisini yapıyor. | TED | ولحسن الحظ كنا قادرين في الاتحاد العالمي للحفاظ على البيئة أن نجتمع في فريق مع هيئة إحصاء الحياة البحرية و عمل العديد من العلماء في محاولة لترجمة الكثير من هذه المعلومات لواضعي السياسات |
ve size bu bilgilerin nasıl görselleştirildiğini canlandıran kısa bir görüntü göstereceğim. İşte bu "İyi Hissediyoruz." | TED | وسأريكم لمحة لكيف يتم جعل هذه المعلومات مرئية. إذاً هذا هو "نشعر بتحسن". |
bu bilgilerin özel olması gerekirdi. | TED | اعتادت هذه المعلومات أن تكون سرية. |
bu bilgilerin hiçbirini yerime gelecek kişiye bırakmayacağım. | Open Subtitles | فلن أترك أي من هذه المعلومات لخلفي |
Bence bu bilgilerin ortaya, çıkmasını önlemeye çalışıyorsun tıpkı önce yaptığın gibi, Ajan Doggett, böyle düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنت تحاول الإبقاء هذه المعلومات من أبدا رؤية ضوء اليوم، مثلك تماما عمل عندما قبل ذلك، الوكيل دوجيت، ذلك الذي أعتقد. |
bu bilgilerin bulunduğu sabit sürücüyü almayı başardım. | Open Subtitles | لقد أخذت القرص الصلب الذى يحوى هذه المعلومات اتصل بـ"لندن", احصل على بروتوكولاتهم |
bu bilgilerin doğru olup olmadığı. | Open Subtitles | هو ما إذا كانت هذه المعلومات صحيحة |