bu fotoğrafları yıllardır sergilemekten kaçındım ve doğru olanı yaptım. | Open Subtitles | أتعلم لقد تجنبت عرض هذه الصور لسنوات، وكنتُ محقة بذلك |
Ve eğer bu fotoğrafları insanlara basitçe gösterdiyseniz bunların bir hayli çekici kişiler olduğunu söylerler. | TED | واذا عرضت للناس هذه الصور سوف يقولون انها صور لاشخاص جذابون |
Bize bu fotoğrafları getiren kadın şanslıydı, yani fotoğraf anlamında. | TED | السيدة التي جلبت لنا هذه الصور كانت محظوظة، من ناحية الصور. |
bu fotoğrafları Mary'nin ailesine teslim etmek için Brooklyn Köprüsü'nden geçerken saldırıya uğramış. | Open Subtitles | وحصلت سرقة في طريقه عبر جسر بروكلين، تحاول توصيل تلك الصور للوالدين ماري. |
Ama bu fotoğrafları bulan ve teslim eden çok itaatkar, iyi asker Joe Darby'yi kim hatırlıyordur merak ediyorum. | TED | لكن اتساءل من يتذكر جو داربي، المطيع جدًّا، الجندي الجيد الذي وجد تلك الصور و سلمهم للجهات المختصة. |
Ve gösterdiğim tüm bu fotoğrafları, bana üyelerim gönderdiler. | TED | وجميع هذه الصور المعروضة أمامكم قد قام الأعضاء بإرسالها. |
bu fotoğrafları gördüğümde, onlarca yıl geriye; çocukluğuma döndüm. | TED | عندما كنت اطالع هذه الصور عادت بي إلى الوراء سنوات عديدة حين كنت في بلدي عندما كنت طفلا. |
bu fotoğrafları yaratmaya gerçekten böyle başlıyorum. | TED | ولكن هذا فعلياَ ما أقوم به لأخذ هذه الصور. |
Bütün bu fotoğrafları üç saniye içinde çektik. | TED | لقد تم التقاط كل هذه الصور خلال ثلاثة ثواني |
Ben ortalıkta dolaşıp bu fotoğrafları çekerken, bir anda okyanusun bir süpermarket olmadığı düşüncesi belirdi kafamda. | TED | وكما تجولت في المكان وقدمت هذه الصور حدث هذا الحدث لي والمحيطات ليست محل للبقالة ، كما تعلمون |
Savcı bu fotoğrafları jüriye göstererek onları etkilemek istiyor. Doğru değil. | Open Subtitles | الغرض الوحيد من عرض الإدعاء هذه الصور علي المحلفين هو إحداث صدمة |
Bana Simone'u canlı olarak göstermezseniz bu fotoğrafları yetkililere göstereceğim. | Open Subtitles | اذا لم تريني سيمون حية وبشخصها سوف اكشف هذه الصور للسلطات |
- Ama biri gönderdi. Belli ki bu fotoğrafları çeken onun partide olacağını biliyordu değil mi? | Open Subtitles | حسنا، شخص ما فعل، أعني، من الواضح من أخذ هذه الصور أنه عرف بأنّه كان موجود في الحفلة، صحيح؟ |
Belki karınız bu fotoğrafları sigorta için çektirmiştir. | Open Subtitles | ربما عملت هذه الصور لشركة التأمين. يبدوا هذا منطقياً. |
bu fotoğrafları çeken kişi öldü. | Open Subtitles | الشخص الذي تولى هذه الصور قد مات. اسمه بن هاتفيلد. |
Biz bu fotoğrafları inceledik, Bay. | Open Subtitles | لقد قمنا بتحليل هذه الصور يا نائب الرئيس |
Dinle, bu kararı vermek hakkına sahibiz ama yine de soralım, bu fotoğrafları yayınlamamız soruşturmaya bir zarar verir mi? | Open Subtitles | إسمع ، نحن نحتفظ بتبنّي هذا القرار لكن ، هل نشر هذه الصور سيضرّ بالتحقيق ؟ |
Sizi temin ederim ki bu fotoğrafları çekerken bilincim tamamıyla yerindeydi. | TED | يمكن أن أؤكد لكم أنني كنت واعي تماما بينما كنت أخذ تلك الصور. |
Melody'nin kariyerini saymazsak, bu dünyada bu fotoğrafları çekmekten başka hiçbir şeyden bu kadar zevk almamıştım. | Open Subtitles | بالإضافة إلى إنجابي ميلودي .. لا يوجد شيء في العالم كله يمنحني البهجة مثل التقاط تلك الصور |
Çok sevimliler, bu fotoğrafları alıp onları yiyesim geliyor. | Open Subtitles | إنهما حبوبان، لأرغب في انتزاع تلك الصور وتناولها |
Dedektif, bu fotoğrafları kendiniz mi çektiniz? | Open Subtitles | محقق، هل التقطت تلك الصور بنفسك فى مسرح الجريمة ؟ |