bu görevi üstlendim, çünkü doktorların uyguladığı bu yöntem insanlığı zehirli bir yola sokmaktadır. | TED | فأنا أقوم بهذه المهمة أيضاً لأن طريقة ممارسة الأطباء للطب مستمرة في تعزيز وجهة النظر الكاذبة والسامة للإنسانية. |
Bence -- Bence The 99 bu görevi yerine getirecek. | TED | واظن ان الابطال الـ 99 يمكنهم القيام بهذه المهمة |
Bu, görevi benden başka yapabilecek biri olmadığı gerçeğini değiştirmiyor. | Open Subtitles | تبقى الحقيقة بأنّي الوحيد الذي يستطيع إكمال هذه المهمّة. |
bu görevi kabul edip gizli tutabilir misin? | Open Subtitles | هل يمكنك قبول هذه المهمه و تحفظها فى سريه |
bu görevi sürdürürken karşılaşacağımız şey her ne olursa olsun yeterince nitelikliyim. | Open Subtitles | أنا مؤهلة تماماً لأياً كان ما سيقابلنا في هذه المهمة |
bu görevi yapmaktan gurur duyuyor, ...Iraklıların canını okumak için sabırsızlanıyorsunuz. | Open Subtitles | و أنكم فخورزن بهذه المهمة و أنكم لا تطيقون الانتظار لكي تذبحوا هؤلاء العراقيين |
Madem öyle Stanley, Amerika'nın en ünlü ressamlarından birisini tanımadığın hâlde bu görevi neden sana verdiklerini bana söyleyebilir misin? | Open Subtitles | قل لي ستانلي، لماذا أوكلوك بهذه المهمة إذا لم تكن تعرف أحد أهم الرسامين في أمريكا؟ |
bu görevi bize verdiler. Umarım anlarsınız. | Open Subtitles | لقد تم ارسالنا للقيام بهذه المهمة أنا متأكد من أنك سوف تتفهمين الأمر. |
bu görevi nasıl yürüteceğimi bana söyleyemezsin. | Open Subtitles | عملنا معاً هو تطبيق لحسن النية لذا تستطيع أن تخبرني كيف أقوم بهذه المهمة |
bu görevi kayıt dışı yapmanızın en iyi yönü hiçbir evrak falan doldurmamın gerekmemesi. | Open Subtitles | أعتقد ذلك أجمل شىء فى أنكما تقومان بهذه المهمة سراً |
Kral bu görevi yaz ortasına kadar bitirmemizde ısrar etti. | Open Subtitles | الملك كان مصراً أن نكمل هذه المهمّة حتى يوم منتصف الصيف |
bu görevi tamamlayabilecek mi görelim | Open Subtitles | دعونا نرى إن كان سينجز هذه المهمّة أم لا |
bu görevi tamamlamak için iki elini de kullanmalısın. | Open Subtitles | يلزمك استخدام كلتا اليدين لإنجاز هذه المهمّة. |
Tüm saygınla, bu görevi kabul ediyorsun, Calder. | Open Subtitles | احترامك و تقديرك يعني قبول هذه المهمه يا كالدر |
Derim ki, bu görevi Özel Operasyon'a verip bu işten kurtulalım ve Kuzey Kore, çökeceği zaman çöksün. | Open Subtitles | اقول ان نعطى هذه المهمه الى متخصصين وندع هذا كلة يمر وندع كوريا الشماليه تنهار عندما تنهار |
bu görevi başarırsan zengin olursun. | Open Subtitles | إن نجحت في هذه المهمة ستغدو رجلاً ثرياً |
- Eğer sohbet kısa sürerse... bu görevi yerine getirebilecek güçteyim. | Open Subtitles | إذا كانت المحادثة قصيرة فسأكون كفؤاً بما فيه الكفاية لهذه المهمة |
Ne olursa olsun bu görevi tamamlayacağım. | Open Subtitles | لا يهم ما سيكلفة الأمر . فينبغى أن أنتهى من هذه المهمة |
bu görevi reddederseniz başka birine teklif edileceğinin farkında olmalısınız. | Open Subtitles | يجب أن تدرك بأنه إذا رفضت هذا المنصب سيتمعرضهفي مكانما.. |
ve sıradan bir kızın bu görevi... sürdürmemizde engel olmasına asla izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | وأنا لن أقبل ببنت عادية ان بأن تؤدي هذا الواجب |
bu görevi reddedeceğini mi anlamalıyım? | Open Subtitles | تعني إنك ترفض هذا التعيين ؟ |
Konsey bu görevi neden oturum esnasında bana vermedi? | Open Subtitles | لماذا لم يعطني المجلس هذه المهمة حينما كنا بالجلسة |
bu görevi tamamladığında adamların terhis edilecekler. | Open Subtitles | أنجَز هذه المهمة ورجالك سوف يستلمون إعفائتهم |