Bu göz yaması, erkeksi sporumu yaparken aldığım yaranın üzerini kapatıyor. | Open Subtitles | رقعة العين هذه صادف وأنها تغطي إصابة رياضية رجالية جداً |
Bu göz damlası içindeki otun sebep olduğu hayaller. | Open Subtitles | تخيلات أعطتها لهم الـ"بيلادونا" في قطرات العين هذه |
Majesteleri, şahitler; Bu göz damlalarının içinde bulunan güzelavrat otunun sebep olduğu halüsinasyonlardan başka bir şey görmüyordu. | Open Subtitles | مولاي، الشهود لم يشاهدوا شيئ الا هلوسة بسبب الـ "بيلادونا" في قطرات العين هذه |
Bu göz televizyonda kendi etrafında dönüyor. | TED | هذه العين تدير نفسها في الأرجاء بالتلفزيون. |
Bu göz diğer bir parçanın yapılmasının videosunu seyrediyor. | TED | هذه العين تقوم بمشاهدة فيديو لقطعة أخرى يتم صنعها. |
Bu göz plastik bir tüp şişiriyor. | TED | هذه العين تقوم بتضخيم أنبوب بلاستيكي. |
Bu göz alıcı binalar sadece masrafsız değil, aynı zamanda ortaktı; merdivende komşunuza rastlardınız. | TED | لم تكن هذه الأبنية الساحرة، اقتصادية فحسب، كانت اجتماعية تصادف جارك باستمرار على السلم، |
- Bu göz bandı beni biraz. Tatlım! - Özür dilerim. | Open Subtitles | -عصابة العين هذه هي التي تجعلني.. |
Eski S.H.I.E.L.D. ajanı, Bu göz teknolojisini ilk onda görmüştük. | Open Subtitles | إنها عميلة (شيلد) سابقة، إنها أول شخص نواجهه لديه تكنولوجيا العين هذه |
Bu göz için keşke birşeyim olsaydı! | Open Subtitles | أتمنّى لو أنّي أملك شيئاً لعلاج هذه العين! |
Bu göz mü? | Open Subtitles | أتقصد هذه العين؟ ...حسناً هذه العين |
Arkana yaslan. Bu göz. | Open Subtitles | أمل رأسك للخلف، هذه العين |
Bu göz. | Open Subtitles | هذه العين |
Benzer şekilde, 19. yüzyılın sonunda, asansörün icadının hemen ardından, Bu göz alıcı kentsel binaları inşa ettik, çok güzellerdi, İtalya'dan Hindistan'a tüm dünyaya yaılmışlardı. | TED | أصبح من غير القانوني أيضاً: في نهاية القرن التاسع عشر، بعد اختراع المصاعد مباشرةً، قمنا ببناء هذه الأبنية السكنية الساحرة هذه الأبنية الجميلة انتشرت في جميع أنحاء العالم من ايطاليا الى الهند، |