Bir kahvaltı içeceği olan Tang'di. -muhtemelen bu gelişmeler arasındaki en önemlisi değil- | TED | كان يشبه "تانج"، مشروب الإفطار -- ربما لا تكون هذه التطورات الأكثر أهمية. |
bu gelişmeler antibiyotiklerin modern bilim alanı için temeli oluşturdu– şu anki en etkili TB tedavisinin evine. | TED | وأصبحت هذه التطورات الأساس لمجال المضادات الحيوية الحديثة حالياً مَنْشَأ لأكثر أدوية داء السل الفعالة. |
İletişimdeki bütün bu gelişmeler iletişim kurmamıza gerçekten yardım ediyor muydu? | Open Subtitles | أكل هذه التطورات بالاتصال تساعدنا على الاتصال؟ |
bu gelişmeler ışığında söyleyeceklerimi duyunca çok mutlu olacağınızı düşünüyorum. | Open Subtitles | في ضوء هذه التطورات و أعتقد أنك يجب أن تسعد بقراري |
bu gelişmeler, Amerikalı çiftçiler için mısırı çekici bir mahsul yaparken ABD tarım politikası, yüksek satış fiyatı sağlamak için çiftçilerin yetiştirebileceği miktarı sınırladı. | TED | في حين أن هذه التطورات جعلت الذرة محصول جذاب للمزارعين الأمريكيين، السياسة الزراعية الأمريكية حددت الكمية المسموحة للمزارعين ليزرعوا لضمان ارتفاع أسعار البيع. |
bu gelişmeler hayırlısı olur inşallah | Open Subtitles | آمل أن تكون هذه التطورات للأفضل؟ |
Sayın yargıç, bu gelişmeler ışığında, | Open Subtitles | حضرة القاضية في ضوء هذه التطورات |