Bu hoş birşey, ama belki de o bir şeylerden şüpheleniyor? | Open Subtitles | هذا لطيف , لكن هل من المحتمل أنه يشك بشيء ? |
Bu hoş fakat buraya bana bunu söylemek için gelmediğini biliyorum. | Open Subtitles | هذا لطيف, لكنِ أعرف. أنك لم تأتي إلى هُنا لتخبرني بذلك. |
Diğer yandan, Bu hoş bir şey. "Otelin ikramı Şampanya." | Open Subtitles | و إذا نظرنا للأمر من ناحية أخرى هذا لطيف جدا يا لويس |
- Bu hoş olmayabilir, | Open Subtitles | ...قَدْ لا يَكُون هذا جميلاً |
Mayolu ön elemede toplam puanın % 15'i alınır ve Bu hoş bayanların zarafetini atletik özelliklerini ve duruşlarını sınar. | Open Subtitles | واختبارت النعومه والإتزان في كل امرأه رائعه اخر مره كنت عاريه فيها عنما خرجت من رحم امي |
Gel de benim nerede olduğumu onlara göster. Bu hoş değil. | Open Subtitles | هل أتيتَ لتريَهم مكاني ليس هذا لطيفاً |
Seks yapmaya falan çalışıyorsun sandım ama Bu hoş bir şey. | Open Subtitles | كنت أعتقد بأنك تحاول الحصول على الجنس أو شيء ما, لكن هذا لطيف - حقا؟ |
- Umutla yaşarım. - Bu hoş olmalı. | Open Subtitles | أنا أعيش على الأمل لابد أن هذا لطيف |
Bu... hoş. | Open Subtitles | حسنا هذا , لطيف |
Sağol. Bu hoş. Ve boşanma için de sağol. | Open Subtitles | هذا لطيف وشكراً على الطلاق. |
Bu hoş, güzel, beğendim. | Open Subtitles | هذا لطيف جميل, أحب ذلك |
sana söyledim, Bu hoş oldu, değil mi? | Open Subtitles | بأن هذا لطيف أليس كذلك |
Bu hoş. Buyrun anahtarlarınız. | Open Subtitles | هذا لطيف, ها هي مفاتيحك. |
Bu hoş. Çifte randevu gibi! | Open Subtitles | هذا لطيف , مثل مواعدة مزدوجة |
Yeter.Bu hoş değildi. | Open Subtitles | لم يكن هذا لطيف جدا. |
Mayolu ön elemede toplam puanın % 15'i alınır ve Bu hoş bayanların zarafetini atletik özelliklerini ve duruşlarını sınar. | Open Subtitles | واختبارت النعومه والإتزان في كل امرأه رائعه اخر مره كنت عاريه فيها عنما خرجت من رحم امي |
Bize yardım etmeye çalıştı, ve bence Bu hoş bir şey. | Open Subtitles | انهيناضلمن أجلي, و أظن أن هذا لطيفاً |
Eh, Bu hoş olacak. | Open Subtitles | حسناً، سيكون هذا لطيفاً |