- Tanrı isterse, majeste. - Tanrının bu işle bir ilgisi yok. | Open Subtitles | إن شاء الله ، سيدى الله ليس له علاقة بهذا |
Aron'un bu işle bir ilgisi yok. Bu benim meselem. | Open Subtitles | آرون ليس له علاقة بهذا هذه صفقتي |
Ama bu, Penn'in de bu işle bir ilgisi olmadığı anlamına gelir. | Open Subtitles | لكن ذلك يعني أن بين ليس له علاقة بهذا |
Babamın bu işle bir ilgisi yok. | Open Subtitles | لم يكن له علاقة بالموضوع |
Beni dinleyin, çocuğun gitmesine izin verin. Onun bu işle bir ilgisi yok! | Open Subtitles | أصغيا لي، اتركا الفتى يذهب فلا علاقة له بهذا |
Onların bu işle bir ilgisi olmadığını biliyorsun. | Open Subtitles | الآن، أنت تعرف بأن لا علاقة لهم بهذا |
Lütfen. Eşimin ve ailemin bu işle bir ilgisi yok. | Open Subtitles | زوجتى وعائلتى ليس لهم علاقه بهذا |
Onun bu işle bir ilgisi yok. | Open Subtitles | ليس له علاقة بهذا الأمر. |
Donovan'ın bu işle bir ilgisi yok. | Open Subtitles | دونوفان ليس له علاقة بهذا. |
Verona. Verona'nın bu işle bir ilgisi yok. | Open Subtitles | -فيرونا ليس له علاقة بهذا |
Lex'in bu işle bir ilgisi var. | Open Subtitles | ليكس)له علاقة بهذا) |
Lütfen onu öldürme. Onun bu işle bir ilgisi yok. | Open Subtitles | أرجوك لا تقتله، لا علاقة له بهذا |
Onun bu işle bir ilgisi yok. | Open Subtitles | لا علاقة له بهذا . |
Dr. Wells ve Caitlin'in bu işle bir ilgisi yok. Silahı ben geliştirdim. | Open Subtitles | الدكتور (ويلز) و(كيتلين) لا علاقة لهم بالأمر، أنا من صنعه. |
Kimsenin bu işle bir ilgisi yok, Chung So Abi. | Open Subtitles | لا علاقة لهم يا أخي (تشونغ)، بذلك. |
Onun bu işle bir ilgisi yok. | Open Subtitles | ليس له علاقه بهذا |