Lütfen, bu insanların önünde müstehcen konuşmalardan sakınınız. | Open Subtitles | الرجاء كفّ عن التفوّه بكلمات بذيئة أمام هؤلاء الناس |
Ama bunu, bu insanların önünde yapmanın önemli olacağını düşündüm çünkü onlar gerçeği biliyordu. | Open Subtitles | لكن كان من المهم أن أفعل ذلك أمام هؤلاء الناس لأنهم بالفعل يعرفون الحقيقة. |
bu insanların önünde ağzını dağıtırım senin, sikimde olmaz. | Open Subtitles | سوف أضربك على فمك أمام هؤلاء الناس لا يهمني |
Loratta Castorini Clark, ...dizlerimin üstünde, bütün bu insanların önünde, | Open Subtitles | .. لوريتا كاستوريني كلارك على ركبتي .. و أمام كل هؤلاء الناس |
Tüm bu insanların önünde söyleyemem. | Open Subtitles | انتظار. أنا لا يمكن أن يغني في أمام كل هؤلاء الناس. |
Edith'e; ne olursa olsun bu insanların önünde tuvalet kovasını kullanmayacağımı söyledim. | Open Subtitles | وأنا أخبرت "إيديث" أنا لن أستعمل أبداً سطل الإستعمال الصحي أمام هؤلاء الناس مهما يحدث لي |
Belki de ayağa kalkıp bu insanların önünde teşekkürleri kabul etmen gerekir çünkü kitabınız, Bill'le birlikte yaptığınız şey bunların olmasına ön ayak oldu. | Open Subtitles | ربّما تودّين الوقوف أمام هؤلاء الناس... وتنحنين احتراماً وإجلالاً، لأنّ الكتاب، الذي قُمتما بتأليفه أنتِ وبيل معاً، |
Zorluk çıkarmadan gelirsiniz ya da sizi bu insanların önünde kelepçelerim, özellikle de muhabirlerin önünde, tamam mı? | Open Subtitles | تعال معنا بطريقة سليمة وإلا وضعت الأصفاد في يديك أمام كل هؤلاء الناس بما في ذلك هؤلاء الصحافيين، مفهوم؟ |
Zorluk çıkarmadan gelirsiniz ya da sizi bu insanların önünde kelepçelerim, özellikle de muhabirlerin önünde, tamam mı? | Open Subtitles | تعال معنا بطريقة سليمة وإلا وضعت الأصفاد في يديك أمام كل هؤلاء الناس بما في ذلك هؤلاء الصحافيين، مفهوم؟ |