Büyük payı sana vermemiş miydim? Haydi, bana bu iyiliği yap. | Open Subtitles | ألم اعطيك النصيب الاكبر إسدى لى هذا المعروف |
Ve bana göre, sen karım olarak kalarak bana bu iyiliği yapmalısın. | Open Subtitles | اذا, كزوجة, يجب ان تصنعي لي هذا المعروف. |
Enişte, senden bu iyiliği istiyorum. | Open Subtitles | لذا يا زوج أختي أنا أطلب منك هذا المعروف |
bu iyiliği hak etmek için seninle epeyce iş yaptım.. | Open Subtitles | لقد فعلت معك ما يكفي من العمل لكي استحق هذه الخدمة |
Lütfen. Lütfen. Ben senin altında çalışıyorum ve senden bu iyiliği istiyorum. | Open Subtitles | أرجوك، أنا موظفك و أطلب منك هذه الخدمة |
senden bu iyiliği istemezdim. | Open Subtitles | . لو كنا بالولايات المتحدة , ما كنت طلبت منك مثل هذا المعروف |
Bana bu iyiliği yaparsan sana borçlu olacağım. | Open Subtitles | اذن تعتقدين بصنيعك هذا المعروف لي انني سادين لك بشئ ما |
Bana bu iyiliği yaparsan sana borçlu olacağım. | Open Subtitles | اذن تعتقدين بصنيعك هذا المعروف لي انني سادين لك بشئ ما |
Çünkü bana her zaman ödeme yapıyordu bu iyiliği ona yapmam için. | Open Subtitles | لأنه كان... لأنه كان دائما يدفع لي لأؤدي هذا المعروف له |
Benim için bu iyiliği yapar mısın? | Open Subtitles | هليمكنكان تصنعلى, هذا المعروف الصغير ؟ |
Genç adam! Bize bu iyiliği yap! | Open Subtitles | سيدي الشاب إصنع لنا هذا المعروف |
Bu yüzden gelme. Bana bu iyiliği yap. | Open Subtitles | لذا لا تأتي، أطلب منكِ هذا المعروف. |
Onlara bu iyiliği yapamam. | Open Subtitles | .لا أستطيع أن أسدي لهم هذا المعروف |
Bana bu iyiliği yapman gerek. | Open Subtitles | إسمع، أريدك أن تسديني هذه الخدمة |
Claire ve benim için bu iyiliği yapabilir misin? | Open Subtitles | هل ستفعلين -من فضلك - هذه الخدمة لي و لـ"كلير"؟ |
Bana bu iyiliği yapar mısın Todd? Rica ediyorum. | Open Subtitles | هل يمكنك تقديم هذه الخدمة فقط يا "تود"؟ |
Yani, Ninni, bana bu iyiliği yaparsan, sana Tripolina' yı veririm. | Open Subtitles | -وثمّ- إذا قدمت لي هذه الخدمة يا (نيني) .سأعطيك (تريبولينا) |
Bana bu iyiliği yapın. | Open Subtitles | اسد لي هذه الخدمة |
Bana bu iyiliği yap. | Open Subtitles | أسدني هذه الخدمة |
Eğer bu iyiliği bana yaparsan, ben de sana bir iyilik yaparım. | Open Subtitles | إذا قمت بهذا المعروف لي, سأقوم بذلك المعروف لك |
Sudan müttefikimizdir. Hükümet bize bu iyiliği yapmayı kabul etti. | Open Subtitles | "السّودان" هي حليفتنا و قد وافقت على القيام بهذه الخدمة من أجلنا |