Beyaz kürklü sarı bir ceket, bir sarı ve bir siyah korsaj ve bu kıyafetleri birçok başka tabloda görürsünüz, Vermeer'in tablolarındaki başka kadınlarda. | TED | ومن بينها معطف أصفر مع فراء أبيض وكورساج أصفر وأسود وترى هذه الملابس في عدد من لوحاته نساء مختلفين في لوحات فيرمير |
Beni bu kıyafetleri çıkardığımda görsen... | Open Subtitles | إذا أمكنكِ فقط أن تريني .. خارج هذه الملابس |
Washington'a döndüğümde ilk yapacağım şey bu kıyafetleri yakmak olacak. | Open Subtitles | اول شي سافعله عندما اعود الي العاصمة ساحرق هذه الملابس لذلك.. |
Ve beni bu kıyafetleri giymeye zorladı... bana kız olmamam için bir çok şey yaptı. | Open Subtitles | صفعني بقوة شديدة لم أتمكن من النهوض وقد جعلني أرتدي هذه الثياب |
Normal insanlar bu kıyafetleri düğünlerde bile giyemezler. | Open Subtitles | الأشخاص العادييون لا يستطيعون إرتداء مثل هذه الثياب حتي في حفل الزفاف. |
bu kıyafetleri severek mi giyiyorsun baba? | Open Subtitles | أنت لا تحب إرتداء تلك الملابس حقاً ، أليس كذلك ؟ |
Çünkü aldığımız bütün bu kıyafetleri görüyor musun? | Open Subtitles | لانه كما ترين كل هذه الملابس التي أشترينها |
Ciddiyim, adamım, bu kıyafetleri giydiğin zaman herkesten daha iyi hissediyorsun. | Open Subtitles | حقاً يا رجل، عندما ترتدي هذه الملابس تشعر بأنك أفضل من الجميع. |
Kulübe gitmeden önce bize tüm bu kıyafetleri veren bir tasarımcıyla tanıştık. | Open Subtitles | ، قبل ذهابنا للنادي ، تقابلنا مع هذا المصمم . الذي أعطانا كل هذه الملابس بدون مقابل |
bu kıyafetleri yakacağım çünkü artık üstüme olmuyorlar. | Open Subtitles | سوف أحرق هذه الملابس فقط لأنها لا تناسبني بعد الآن |
bu kıyafetleri yakacağım çünkü artık üstüme olmuyorlar. | Open Subtitles | سوف أحرق هذه الملابس فقط لأنها لا تناسبني بعد الآن |
Kokain parası için bu kıyafetleri rehin bırakmak istiyorum. | Open Subtitles | â™ھ اريد رهن حميع هذه الملابس مقابل مال المخدرات |
Hayır, bu kıyafetleri bu ülkede doğmanız için savaşmış adamı onurlandırmak için giyiyorum. | Open Subtitles | لا ، أنا أرتدي هذه الملابس تكريماً لرجال الذين قاتلوا من أجل أن يولد هذا البلد. |
bu kıyafetleri maske senin için seçmiş. | Open Subtitles | القناع هو من اختار هذه الملابس لك |
bu kıyafetleri giydim. | Open Subtitles | لقد ارتديت هذه الملابس ظنّا مني |
on dakika önce sen bu kıyafetleri giymene rağmen Karpov sana çavuş dedi Doğru. | Open Subtitles | كنت تلبس هذه الملابس وناداك ياعريف |
Bir daha bu kıyafetleri toplamanızı söylemeyeceğim! | Open Subtitles | لن أطلب منكن ثانية أن تلتقطا هذه الملابس! |
Tamam, bütün bu kıyafetleri denemelisin. | Open Subtitles | حسناً عليك تجربة كل هذه الثياب |
Maria kaybolmadan birkaç gün önce evinden bu kıyafetleri almış. | Open Subtitles | لقد أخذ هذه الثياب من منزلك " بعد أيام من إختفاء " ماريا |
bu kıyafetleri giymeye devam mı edeceksin? | Open Subtitles | هل ستستمر فى ارتداء هذه الثياب ؟ |
Evet, bu kıyafetleri giyiyordu. | Open Subtitles | نعم، كان يلبس تلك الملابس من قبل. |