bu kağıtları imzalar imzalamaz gideceğim. Küvette hiç su yok! | Open Subtitles | سأفعل ما إن توقعي هذه الأوراق لا يوجد ماء في هذا الحوض |
Bir ultrason için tüm bu kağıtları size doldurttuklarına | Open Subtitles | لا أصدق بأنهم يجعلونك تُملي كل هذه الأوراق |
Avukatlar için bu kağıtları ona gelip bırakmamı istedi. | Open Subtitles | سألتني أن أمر و أترك لها هذه الأوراق من المحاميين |
Üzgün olduğunu kanıtlamak istiyorsan bu kağıtları imzalayıp ebeveynlik haklarını devredebilirsin. | Open Subtitles | إذا أردت أن تُثبت أنك آسف فيمكنك أن توقع تلك الأوراق |
Yarın, bütün mahkumlara bu kağıtları imzalatıp getireceksiniz. | Open Subtitles | غداً، أنتم سَتَجْلبُون هذه الاوراق مُوَقَّعة |
Boyle, bu kâğıtları atman gerekiyor, çünkü hiçbir yerim kımıldamıyor. | Open Subtitles | آه، بويل أحتاج لرمي هذه الورقة بعيداً لكن لا أستطيع تحريك جسمي |
Tüm bu kağıtları nereden aldınız? | Open Subtitles | من أين حصلت على كل هذه الأوراق ؟ |
- Henüz dönmedim, ama eğer bu kağıtları imzalarsan döneceğim. | Open Subtitles | لكنني سأفعل اذا وقعت هذه الأوراق |
bu kağıtları imzalayacağım çünkü nasıl bırakacağımı öğrendim. | Open Subtitles | سوف أوقع هذه الأوراق... لأنني تعلمت كيفية ترك. |
Biri bu kağıtları sana bıraktı. | Open Subtitles | أحدهم أعطاني هذه الأوراق لك... |
Buraya gelip, bu kağıtları imzalayın. | Open Subtitles | تعالوا هنا، ووقعّوا على هذه الأوراق... |
Hey, bu kağıtları bırakmışsın. | Open Subtitles | مرحبا، لقد تركت هذه الأوراق. |
bu kağıtları da kaldırın. Haydi bakayım. | Open Subtitles | حسنٌ، أبعدا هذه الأوراق |
Doug pastane için bu kağıtları bıraktı. | Open Subtitles | ترك (دوغ) هذه الأوراق من أجل المخبز |
Her bu kağıtları geri gönderdiğinde bana faturayı kesecek. | Open Subtitles | يقبض مني طوال الوقت حتى ترسل له تلك الأوراق. |
bu kağıtları imzalayın ve hem kendi hayatınızı hem de kızınkini kurtarın. | Open Subtitles | وقِّع تلك الأوراق وستنقذ حياتك وحياة الفتاة أيضاً |
bu kağıtları Kate Thomas'a mı götürmemi istiyorsunuz? | Open Subtitles | هل تريد مني ان اوصل هذه الاوراق الى كيت توماس ؟ |
Sana bu kağıtları veririm, suç duyurusnda bulunursun. | Open Subtitles | سأعطيك هذه الاوراق وأنت تٌقاضيه ، لكن فقط ... |
Boyle, bu kâğıtları atman gerekiyor, çünkü hiçbir yerim kımıldamıyor. | Open Subtitles | آه، بويل أحتاج لرمي هذه الورقة بعيداً لكن لا أستطيع تحريك جسمي |