Hiçbir yönetmenin ona rolünü bu kadar çabuk ifade edemediğini söyledi. | Open Subtitles | أخبرتني أنه لم يسبق لمخرج أن أشركها في دور بهذه السرعة |
İyi akşamlar, baylar. Sizi bu kadar çabuk görmeyi ummuyorduk. | Open Subtitles | عمتم مساء يا سادة لم نتوقع رؤيتكم ثانية بهذه السرعة |
Onunla bu kadar çabuk buluşabildiğinize göre bağlantılarınız kuvvetli olmalı. | Open Subtitles | لا بد أن لديك صلات جيدة لترتيبك مقابلته بهذه السرعة |
Babamın kalp krizinden sonra bu kadar çabuk toparlanması harika. Biliyorum. | Open Subtitles | بالكاد اصدق كيف ان والدي تعافى بهذه السرعه من النوبة القلبية |
Bunu bu kadar çabuk çözmemiz imkansız. Başka bir donör bulmalısın. | Open Subtitles | لا يمكننا حل هذا بهذه السرعة يجب أن تجد متبرع آخر |
Güçlerimi kullandığımda, ben bile evden bu kadar çabuk çıkamıyorum. | Open Subtitles | انا لا اغادر المكان بهذه السرعة حتى عندما استخدم قدراتي |
bu kadar çabuk birini bulmayı beklemiyordum ama oldu işte. | Open Subtitles | لم أكن أتوقع أن أقابل فتاة بهذه السرعة ولكنني فعلت |
bu kadar çabuk yayılan sadece bir kaç enfeksiyon var. | Open Subtitles | هناك فقط عدوى قليلة التي يمكنها أن تنتشر بهذه السرعة. |
Onun bu kadar çabuk ortak olması ne kadar harika. | Open Subtitles | إنه لمن المذهل كيف وصلت إلى منصب الشريك بهذه السرعة |
bu kadar çabuk, bir avukat bulmama kim yardım etti, sanıyorsun? | Open Subtitles | من تظنينه قدْ ساعدني في العثور على محامٍ بهذه السرعة ؟ |
Hayatına devam edeceğini biliyordum. Sadece bu kadar çabuk olmaz demiştim. | Open Subtitles | علمتُ أنّها ستمضي في حياتها، لكن لمْ أكن أعتقد بهذه السرعة. |
Böyle bir şey olacağını biliyordum. bu kadar çabuk beklemiyordum. | Open Subtitles | كنتُ أعلم بأن هذا سيحدث لكنني لم أتوقع أن يحدث بهذه السرعة. |
- Bir dakika. bu kadar çabuk değil bakmak istiyorum. | Open Subtitles | لحظة واحدة ليس بهذه السرعة أريد التدقيق فيها |
Bunu bu kadar çabuk söyleyeceğimi düşünmezdim, fakat çocukları özledim. | Open Subtitles | لم أكن أظن أنني سأقول هذا بهذه السرعة ولكنني أفتقد الأطفال |
Buraya nasıl bu kadar çabuk geldiler dersin? | Open Subtitles | كـيف تـعتقد أنـهم أتـوا بهذه السرعة إلى هـنا ؟ |
Sizi bu kadar çabuk beklemiyordum. | Open Subtitles | لم أتوقع عودتك بهذه السرعة أعرف, لدينا شيء نتحدث عنه |
Sizi bu kadar çabuk görmek çok güzel efendim. | Open Subtitles | يسعدنى لقائك بهذه السرعة مرة أخرى يا سيدى. |
Cylonlar'ın toplumumuza bu kadar çabuk entegre olacağını hiç düşünmüş müydünüz? | Open Subtitles | هل توقعت من قبل أن السايلون سيندمجوا فى المجتمع بهذه السرعه |
Böyle bir şeyi tahmin ediyordum, ama bu kadar çabuk yapacaklarını düşünmemiştim. | Open Subtitles | لقد تخيلت شيئا مثل ذلك ولكن لم أتخيل أن يفعلوها بهذة السرعة |
Hayatımı nasıl bu kadar çabuk altüst edebildim? | Open Subtitles | هكذا وَصلتُ إلى أَكُنْ مثل هذا الفوضى بهذا السرعة في حياتِي؟ |
Diğerleri daha şanslı olabilir. Efendim, bu kadar çabuk pes etmemeliyiz. | Open Subtitles | واحد من الطيارين قد يحالفه الحظ لا يمكننا الاستسلام بهذه السهولة |
Nasıl oldu da bu kadar çabuk cevap verdiniz "Sayın Müşteri"? | Open Subtitles | كيف تجيب على الهاتف بهذهِ السرعة أيها الزبون؟ |
Yemin ederim, senin bu kadar çabuk ayağa kalkacağını sanmıyordum. | Open Subtitles | أقسم أنني لم أكن أتوقع أن أراك تتجول بسرعة هكذا |
Kendilerini bu kadar çabuk göstermeleri ne büyük incelik. | Open Subtitles | هذه شهادة لكِ أنهُن كَشَفن عن أنفُسِهن بهذه السُرعة. |
Nasıl bu kadar çabuk geldin? Seni biraz pataklamam gerekecek. | Open Subtitles | كيف أتيت إلى هنا بتلك السرعة, سأضطر لأن أبرحك ضرباً |
bu kadar çabuk kaçma. Bu fırsat bir daha elime geçmez. | Open Subtitles | لا تتركي هذا بسرعة انها فرصة تأتي مرة واحدة في العمر |
bu kadar çabuk mu? Oh, evet. | Open Subtitles | نلتُ الكفّايه بالفعل |
bu kadar çabuk durumu berbat ettiğime inanamıyorum. | Open Subtitles | أوه، أنا لا أَستطيعُ الإعتِقاد لخبطتُ لذا بسرعة. |
Onu bu kadar çabuk geriye döndürebilecek kalitede bir pasaport yok. | Open Subtitles | لا يوجد طريقة لعمل جواز سفر جيّد بهذه السّرعة |
bu kadar çabuk karar verebilmen harika bir şey. | Open Subtitles | من الرائع أنك تقرر سريعاً هكذا |